

Kış mevsiminin gelmesi ve havaların soğumasıyla birlikte hepimiz sıcak evlerimize çekildik. Elbette gidecek evi olmayan, sokakları mesken tutan insanlarımızın da oluğunu unutmuyoruz. Sokaklarda olan başka dostlarımızda var; Kuşlar, kediler ve köpekler…
Bu yazıda, havaların sıcağından-soğuğundan, bazı insanların kötülüklerinde, kedi-köpekten zarar görmesin ve hesap edilmeyen kimi tehlikelerden korunmak için kuşların sığındığı evler, kuş evlerinden bahsedeceğim.
Birçoğumuz gezi sitesinde kuş evlerinin ne ilgisi var, diye düşünebilir. Gittiğimiz yerlerde dolaşırken, kaçımız tarihi bir binanın (han, saray veya cami gibi) cephesinde veya tepesinde bulunan kuş evlerini fark ettik? Bazılarınızın “Ya! Nasıl da fark etmedik”, diye hayıflandığınızı duyar gibi oluyorum.
Daha Fazla Okuyun: Bursa’da Kısa Bir Mola
Birinci kuş türü evler, binanın yüzeyine açılan oyuklar şeklinde hazırlanmıştır. Bunlar çok sade evlerdir. Bu sadeliği nedeniyle “kuş evi” olarak adlandırılmışlardır.
İkinci kuş türü evler ise binanın yüzeyinin dışına taşan oldukça gösterişli yapılardır. Bu türdeki evlerin, saçak, kubbe, konsol, merdiven ve balkonu bile bulunmaktadır. Bu gösterişli özelliklerinden dolayı “kuş sarayı” diye tanımlanmışlardır.
Kuş evlerinin en güzel örneklerinin İstanbul Üsküdar Yeni Valide, Ayazma ve Selimiye camileri, Topkapı Sarayı’ndaki Darphane’nin iç avlusunda, Taksim Maksemi, Tokat, Amasya ve Doğu Bayazıt, Antakya, İzmir, Bolu, Bursa, Tekirdağ, Edirne ve Niğde’de görülmektedir.
Günümüzde “kuş evleri” geleneğini yaşatmak isteyen kimi kurum ve kuruluşların ahşap veya demirden yaptırdıkları yuvaların estetikten yoksun olduğunu da belirtmekte yarar var. Bazı kurumlar ise var olanları kaldırıp yok ediyor. Kuşadası Belediyesi Balık Hali girişinin üstündeki gibi. Tahtadan yapılmış o güzelim kuş evleri fotoğraflarda kaldı.
Gezip görmek için gittiğiniz tarihi yapılara daha dikkatli bakmaya çalışalım.
Bu kuş evlerinin yenilerini yapamadığımız gibi geçmişten gelenleri de koruyamıyoruz.