Yazı İçeriği
Balkanlar turumun ilk durağı olan Sırbistan‘ı artık yazma vakti. Balkanlar turundan döneli henüz 2 gün oldu (19 Temmuz 2018). Her şeyi sıcağı sıcağına iken yazmalı ve sizleri fazla bekletmemeliyim.
1 ay süren Balkanlar turumu; gezi notları, gezi rehberi, gezilecek yerler, ulaşım ve nasıl ucuza Balkanlar gezisi yapılır başlığı altında toplam beş aşamada 30’a yakın içerik ile sizlerin paylaşımına sundum. Site içerisinde ‘Balkanlar Gezi Rehberi’ menüsünden tüm içerikleri derli toplu bulabilir, ilk aşamadan ta ki dönüşe kadar olan turumun her aşamasını okuyarak siz de kendi Balkanlar gezinizi yeterince basit ve planlı bir şekilde oluşturabilirsiniz.
Tabi, içeriklere bıraktığınız yorumları da dikkate alıyorum. Balkanlar gezisine dair merak ettiklerinizi site içerisindeki ilgili yazılara yorum yazarak sorabilirsiniz.
Balkanlar turumun ilk yazısı hazırlıklarımı içeren süreçti. Bu süreci “Balkanlar Gezi Hazırlığı (Balkanlar Rotası, Bütçe ve Konaklama)” başlıklı yazımdan okuyabilirsiniz. Balkanlar geziniz öncesi planlama sürecinizde size oldukça yardımcı olacaktır.
Belgrad Gezisi
Artık yola çıkma ve 1 ay sürecek olan Balkanlar turuma başlama zamanı! Sabah uyandım ve ailemle birlikte kahvaltımı yaptım. Mutlu ve bir o kadar da heyecanlıyım. Sırt çantamı dün akşamdan hazırlamıştım. Sizde de heyecan oluyor mu? Her yola çıkacağım zaman içimi tatlı bir heyecan kaplıyor. Mutluluk ise hem yola çıkmaktan, hem de o sırt çantası hazırlığı var ya, işte o inanın bana fazlasıyla mutluluk veriyor.
Uçuş saatim yaklaşıyor. Ailemle sarılıp, vedalaştıktan sonra ilk iş Kadıköy’e gitmek oldu. Buradan HAVABUS otobüsleri kalkıyor. 10 TL ücret ile Kadıköy’den Sabiha Gökçen Havalimanı’na ulaşımınızı sağlıyorsunuz. İlk otobüs sabah saat 04:50, gece son otobüs ise 00:50.
Uçağım 15:30’da. Saat 13:45 civarı havaalanına geldim. Zaten online check-in yapmıştım. E, çantam da 8 kg’dan hafif. Uçağa alımlar başlar başlamaz direkt sırt çantam ile birlikte uçağın yolunu tuttum. Şanslıyım! Yine cam kenarı uçuş yapacağım.
Uçaktaki yerimi aldım. Hostesler rutin uçuş güvenliği üzerine anlatımlarını gerçekleştiriyor, kaptanımız bizleri selamlıyor ve apronda yavaş yavaş yola koyuluyoruz.
Kemerlerinizi bağlayın ve geriye yaslanın! Artık uçuşa hazırız… Balkanlar turu başlasın!
İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan, Belgrad Nikola Tesla Havaalanı’na uçuş süresi yaklaşık 1 saat 30 dakika sürüyor.
Balkanlarda her yerde bir Türk’e rastlamak mümkün. Yanımda iki Türk arkadaş vardı. Kendileri yazılım mühendisliği üniversite 3. sınıf öğrencileriymiş.
Niş şehrine 1 aylığına staj görmeye gittiğini öğreniyorum. Yol boyunca lafladık, keyifli bir muhabbet gerçekleştirdik.
Hatta uçaktan inip, şehir merkezine kadar birlikte gittik…
Güvenli ve sorunsuz bir uçuş sonrası Türkiye saati ile 17:00’de, Sırbistan saati ile 16:00’da Nikola Tesla Havaalanı’na iniş yaptık. Pasaport kontrolü öncesi içimde biraz tedirginlik hakimdi. Zira, yolculuk öncesi yaptığım araştırmalarda Sırp polislerin bazı zamanlar arıza çıkarabiliyor olduklarını okumuştum.
Dersime iyi çalışmıştım! Sakalımı kesmiş, Balkanlar tur planımın çıktısını almış, hostel rezervasyon kağıdı, dönüş bileti ve T.C Konsolosluk adres, telefon ve mail bilgilerini içeren kağıdı yanıma almıştım. Ne sorarlarsa kendilerine bir cevabım vardı.
Uçağın kapıları açıldı. İnsanlar sırayla uçaktan çıkış yapıyor.
Belgrad şehrine ilk adımı Nikola Tesla Havaalanı’na iniş yaparak atıyorsunuz. Havaalanında iki kontrol noktası var. Bu iki kontrol noktasında polisler tarafından birkaç soruya maruz kalacaksınız.
İlki henüz uçaktan inip körükten geçtikten sonra çıkışta sizi karşılayacak olan iki polisin sorduğu sorular silsilesi. Tedirgin olmayın! Polisler en azından gülümser. İlk olarak hoş geldiniz diyorlar. Daha sonra ise pasaport ve tip kontrolü yapıyorlar. Esmer tenli (Suriye, İran, Pakistan vb.) vatandaşlar ayrı bir sorgu odasına alınmak için polisler tarafından alınıp bekleme salonuna götürülüyor. Ne yani, Türkler de esmer tenliler dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Belki de T.C pasaportunu gören Sırp polisleri burada bize belki bir torpil geçiyor olabilirler.
Ben esmer tenliyim ve beni de ayırırlar mı diyorsunuz? Stres yapmayın ve soğukkanlı davranın. Siz zaten Belgrad’a gelmeden önce tüm gerekli seyahat planınız, dönüş biletiniz ve Balkan tur planınızı hazırladıysanız bir sorun olmayacaktır.
Bu sırada, polislerin gözüne takılan bazı insanlara ayak üstü neden geldiniz ve kaç gün Belgrad’da kalacaksınız şeklinde iki basit soru soruluyor. Ben gibi şanslı insanlar ise ilk kontrolden sorgusuz sualsiz geçip ikinci kontrole yani ülkeye giriş için pasaport görevlilerine geliyor.
Peki, ben nasıl ilk polis kontrolünden sorgusuz, sualsiz geçtim? Yıllardır sakallı olan ben, hem 1 ay sürecek turum dolayısıyla, hem de Belgrad polisine takılmamak için sakallarımı kesmiştim.
İlk kontrol noktasında polis yalnızca pasaportuma baktı, sonra yüzüme baktı ve gülümseyerek Belgrad’a hoş geldiniz dedi…
Gelelim ikinci kontrol noktasına. Burası zaten herkesin mutlaka uğradığı ülkeye giriş yapmak için pasaportlara kaşenin vurulacağı yer.
Burada bana;
- Belgrad’a neden geldiniz?
- Sırbistan’da kaç gün kalacaksınız?
- Belgrad’da nerede kalacaksınız?
şeklinde üç basit soru soruldu…
Evraklarım tamdı. Balkanlar turu seyahat planım, Belgrad hostel rezervasyon kağıdım, Üsküp‘ten dönüş biletim, Gezeceğim şehirlerin listesi ve T.C konsoloslukların adres, mail ve telefon bilgilerinin yazılı olduğu kağıt.
Fakat özellikle Sırbistan’a gelecekseniz yanınızda mutlaka Belgrad’da kalacağınız otel/hostel rezervasyon çıktısı (mobilden rezervasyon onayını göstermeyin) ve seyahat planınız olsun.
İki polis kontrol noktasından da geçtiğinizi varsayalım. Belgrad’a hoş geldiniz!
Havaalanından çıkmadan hemen önce yürüyen merdivenlerden aşağıya inin. Burası havaalanının giriş katı. Burada belki araç kiralayıp Balkanlar’ı gezmek isteyebilirsiniz. O halde, giriş katta bulunan araç kiralama ofislerini ziyaret edebilirsiniz. 150€ depozito bırakıyorsunuz ve anahtar teslim aracınızı alıyorsunuz.
Bu katta aynı zamanda kiosk (büfe) ve Euro/Dolar paranızı yerel para birimi olan Dinar’a çevirebilmeniz için ExChange ofisleri bulunuyor. Buradan kendinizi şehir merkezine atacak kadar (10€) bozdurun yeterli. Paranızı bozdurdunuz ve bir miktar Dinar aldınız. Tamam… Bundan sonrası artık şehir merkezine gitmek olacaktır. Sahip olduğunuz bir miktar Dinar ile ilk olarak giriş katta bulunan büfeden otobüs biletinizi satın alın.
Bulunduğunuz kattan dışarıya adımınızı atar atmaz solunuza dönün. Fakat hızlıca dönün ve 100 metre yürüyün. Havaalanından çıkar çıkmaz pek fazla oyalanmayın. Taksici piranalar hemen üzerinize üşüşecek ve taksi, taksi diye başınızın etini yiyeceklerdir. 🙂 Bu durumu İran’da fazlasıyla tecrübe etmiştim. Dolayısıyla taksicileri atlatmam pek uzun sürmedi.
Taksicileri atlattınız. 100 metre yürüdükten sonra 72 numaralı Nikola Tesla Havaalanı – Belgrad Şehir Merkezi (City Center) seferini yapan otobüsü göreceksiniz. Bu otobüs sizi şehir merkezine götürecek olan araç.
Otobüs biletini havaalanında bulunan büfeden 90 Dinara alın. Eğer bileti otobüs içerisinde şoförden alırsanız 150 Dinar ödemiş olursunuz ki bu da 2 Euro civarı yapar. Boş yere fazla para vermeyin.
Belgrad’da 3 gün kaldım. Belgrad genel anlamda çok beğendiğim bir şehir olmuştu. Caddeleri temiz ve insanları gülümserdi. Belgrad hakkındaki görüşlerim ise özet olarak şöyle;
- Havaalanında 10 Euro/Dolar bozdurun yeter. Kendinizi şehir merkezine atacak kadar. Çünkü havaalanında düşük kur ve komisyon uygulanıyor.
- İnsanları trafik kurallarına karşı oldukça saygılı ve uyumlular. Yayalar için kırmızı ışık yanarken, yol boş dahi olsa geçmek için yeşil ışığın yanmasını bekliyorlar.
- Adres sorduğumda kendileri gideceğim yere kadar benimle gelmişlerdi.
- Erkekleri aşırı iri, kadınları ise normal ve güzel.
- Kadın, erkek aşırı sigara tüketen bir toplum. Yolda yürürken, durakta otobüs beklerken, parklarda otururken kısacası her yerde sigara içiyorlar.
- Her köşe başında kiosk (büfe) var. Otobüs bileti, su vs. alabilirsiniz.
- En hoşuma giden şey ise dilim pizza satışı olmuştu. Dışarıdasınız ve yürüyorsunuz. Yoruldunuz ve bir şeyler atıştırmak istiyorsunuz. İşte tamda burada imdadınıza dilim pizzalar yetişiyor. Her caddede neredeyse 200 metre arayla bir pizzacı bulabilirsiniz. Dilim pizzalar içeriğine göre 150-200 Dinar arası değişiyor. Vejetaryen olanlar veya domuz eti hassasiyeti olanlar için de farklı içeriğe sahip pizzalar mevcut.
- Su dahi alsanız mutlaka fişini yanında veriyorlar.
- 1 Euro/135 Dinar (1-2 Dinar değişiklik gösterebilir)
- Paranızı şehir merkezinde pek çok ExChange bürolarında değiştirebilirsiniz. Şehir merkezinde bulunan ExChange bürolarında komisyon alınmıyor ve kur aynı. Kazıklandım endişesine kapılmanıza gerek yok.
- Belgrad’da gezilecek yerlerin hepsi yürüme mesafesinde. Günün sonunda biraz yorulup hırpalansanız da gezilecek yerlerin hepsi de birbirine yakın, yürüme mesafesinde.
- Meşhur Belgrad gece hayatını deneyimlemek için ise Starigrad da bulunan Zetska bölgesini tercih edebilirsiniz.
Bu bilgilerden sonra artık Belgrad gezi notlarıma giriş yapabilirim. Gelin, şimdi Belgrad’ı birlikte gezelim…
72 numara otobüs ile Nikola Tesla Havaalanı’ndan Belgrad şehir merkezine yaklaşık yarım saat süren yolculuk sonrası geldim. Uçakta tanıştığım arkadaş ile burada ayrılıyoruz. O Niş şehrine ben ise rezervasyon yaptığım hostele…
Seyahat Kaynakları sayfasında bir seyahati mükemmel kılacak bazı uygulamalardan bahsediyorum. Orada da yazılı olan Maps.me uygulamasını yıllardır kullanıyorum ve çok memnunum. Gideceğiniz şehre henüz varmadan haritayı indirebilir, gezilecek yerleri harita üzerinde işaretleyebilir ve şehri sanki yerlisiymiş gibi gezebilirsiniz.
Şehir merkezine geldim ve açtım Maps.me uygulamasını. Öncesinde kalacağım hostelin adresini uygulama üzerinde işaretlemiştim. Doğruca kalacağım hostelin yolunu tuttum.
Tabi hostele doğru yürürken aynı zamanda etrafı da gözlemliyorum. Hostele gelmek üzereyken aynı cadde üzerinde iki bildiriye rastlıyorum. Açıkçası biraz şaşırmıştım. Zaten pek de bir anlam verememiştim…
Size biraz hostelden ve konumundan bahsedeyim…
Capital Rooms Belgrade: Eğer Belgrad’a bir seyahat planınız varsa, araştırma esnasında sıkça Skardalija Bölgesi ile karşılaşacaksınız.
Belgrad’ın Skardalija bölgesi bohem, akustiği ve eski kent görünümü ile baştan çıkarıcı bir yer. Şehrin entelektüel insanları, okuyanlar, yazanlar, çizenler kısacası aydın kesimin takıldığı, oturup bir şeyler içip lafladıkları mistik bir yer. Üstelik şehir merkezine de yürüme mesafesinde!
İşte tamda bu bölgede, yine bohem bir sokak arasında yer alan Capital Rooms Hostel’de kaldım. Hostel Zetska’da bulunuyor. Çevrimdışı harita kullanıyorsanız, harita arama kutucuğuna Zetska yazın ve çıkan rotaya doğru yürüyün. Capitals Room Belgrade Hoste ile Beed’n Beer Hostel karşı karşıya zaten. Olur da rezervasyon yaptırmadan Belgrad’a geldiniz (rezervasyon mutlaka yaptırın ve havaalanında polisine takılmayın) Beed’n Beer Hostel’e de uğrayıp gecelik fiyatını öğrenebilirsiniz.
Capital Rooms Hostel az öncede belirttiğim üzere Skardalija bölgesinde yer alıyor. Şehir merkezine yakın ve gezilecek yerlere de yürüme mesafesinde. İşletmeci gayet misafirperver, yardımsever ve gülümserdi. Açıkçası çok memnun kalmıştım kaldığım süre boyunca. Mutfak bildiğiniz üzere hostel olduğu için paylaşımlı, ortak kullanımlı WC ve banyo ile donatılmış. Oda ve paylaşımlı yatakhanelerde kişiye özel kilitli dolaplar mevcut. Sırt çantası ve diğer kişisel özel eşyalarınızı güvenle dolaba koyup kilitleyebilirsiniz. Hostelin yakınlarında süpermarket mevcut.
Knez Mihailova Caddesi’ne yürüyerek 5 dakikada ulaşabilirsiniz. Kalemeydan Parkı’na ise 700 metre uzaklıkta.
Hostelin Starigrad bölgesinde yer aldığını yukarıda yazmıştım. Peki, Starigrad neresidir ve neden önemlidir?
Şehrin Starigrad bölgesi ünlü Belgrad gece hayatını deneyimleyebileceğiniz bir yerdir. Belgrad gece hayatını deneyimlemek istiyorsanız bu bölgede kalabilirsiniz. Gece hayatı dışında yemek ve tarih ile ilgilenenler için de harika bir yerdir.
Starigrad, bir şeyler içip eğlenebileceğiniz pub ve kafeler, yemek yiyebileceğiniz butik restoranlar ve şehrin arka sokaklarını keşfetmeyi sevenler için birbirinden güzel sürprizlere ev sahipliği yapıyor.
Belgrad Havaalanı’na varıp şehir merkezine gelinceye kadar saat 17:30 olmuştu. Check-in yaparak hostele girişimi yaptım ve eşyalarımı dolaba yerleştirerek soluğu güzel bir duşta aldım. Duş sonrası dışarı çıkma gibi bir planım yoktu. Yoldan geldim ve hava sıcak. Yorgunluk az da olsa üzerimde var. Biraz hostel içerisini gezip, diğer gezginlerle tanışmak istiyorum.
Yan odada bir Azerbaycanlı gezginle tanıştım. Belgrad’a diğer Avrupa şehirlerinden gelmiş. Yaz tatilini gezerek değerlendiriyormuş. Kendisiyle yaklaşık 1 saat kadar sohbet ettik.
İstanbul‘da sabah erken kalkmıştım. Kahvaltı, havaalanına ulaşım, Belgrad’a uçuş derken yorgun ve uykusuzdum. Saat 19:00 civarı önce hostelin bulunduğu caddeyi hafif tempoda yürüyüp, neler olup bitiyor bir görmek istedim.
Dünya Kupası maçları oynanırken Balkanlar turuna çıkmak ben gibi bir futbolseveri her ne kadar biraz üzse de maç boyunca gittiğim her şehirde neredeyse her şehir meydanında kurulu bir dev ekranla karşılaşmıştım. Sırbistan Milli Takımı da Dünya Kupası’na katılan takımlar arasındaydı. Belgrad Belediyesi, vatandaşların açık havada milli takımlarını seyretmeleri için dev ekran bir platform kurmuş.
Yarım saat kadar oturdum ve o an oynanan iki takımın maçını izledim. Tabi hava da güneşli ve açık alanda maç izlemek biraz zor oluyordu. Burası mini bir meydan ve meydanı çevreleyen ağaçlar ile antik tiyatro havası verilmiş çevrili merdivenler bulunuyordu. Yerlilerin arasına karışarak gölgelik yerde maç izledim.
Yarım saatlik bir yürüyüş sonrası tekrar hostele geldim ve daha sonra 22:00’de deliksiz bir uyku uyudum.
Sabah saat 08:00… Duş aldım. Şehir içi gezilerimde benim kurtarıcım olan 10 lt’lik küçük sırt çantamı hazırladım. İçerisine bir şişe su, elma, not defteri ve kalem, fotoğraf makinem, taşınabilir şarj cihazı, Belgrad gezi notlarım ve pasaportu koydum.
Saat 08:30’da hostelden çıktım ve Belgrad gezime başladım. İlk iş bir kahvaltı etmek olacak. Belgrad ve diğer Balkan ülkelerinde olduğu gibi fırınlarda (Pekara) burek ve diğer çeşitli hamur işleri ile açlığınızı giderebilir, güne güzel bir başlangıç yapabilirsiniz.
Kendime bir portakal suyu ve peynirli burek (börek) söyledim. Oturdum kahvaltımı ediyor ve bir yandan da işlerine giden Belgradlı insanları gözlemliyorum.
Tabağım dolu değil. Kahvaltı faslım kısa sürdü. Artık tam anlamıyla Balkanlar turum, kahvaltı sonrası Belgrad’ı gezmekle başlamıştı.
Belgrad’ı Tuna ve Sava nehirleri üç parçaya bölmüş. Tuna Nehri’nin kuzeyi çevre ilçelerden ibaret ve karşı tarafa geçmenize gerek yok. Tuna Nehri’nin güneyi Old Town (Eski Kent Bölgesi), batısı ise New Town (Zemun) bölgesi.
Belgrad’da gezilecek yerleri sırasıyla yürüyerek gezmek çok basit. Eğer yürümeyi seviyor ve kondisyonunuz da iyiyse bu güzel şehri iki günde fethedebilirsiniz. Üçüncü günü ise Belgrad gece hayatına ayırabilirsiniz.
Gelelim benim bu şehri nasıl gezdiğime. Arkadaşlar ilk olarak Old Town bölgesini gezmeye başladım. Zaten gezilecek yerlerin tamamına yakını da burada bulunuyor.
Belgrad Gezilecek Yerler
Konakladığım hostelin yakın olması nedeniyle Belgrad’ı gezmeye ilk olarak Skardalija bölgesinden başladım. Sizlere biraz bu bölgeden bilgiler vereyim.
Skardalija
Öyle bir yer düşünün ki tarihi 1.000 yıldan bile eski olan. Öyle bir yer düşünün ki sanat sevdalılarının, okumayı, yazmayı ve çizmeyi seven insanların bir arada olduğu, buluşup sohbetler ettiği, kahkahalar attığı bir yer. Kadıköy’ün tepelerinde yer alan balık restoranlarını, Karaköy’deki bohem havayı az çok bilirsiniz öyle değil mi? İşte Skardalija tam da böyle bir yer desem doğru olur sanırım.
Skardalija’da her yer, her şey rengarenk. Restoranlar, kafeler, publar… Tarihi seviyor ve bunu da sanat ve edebiyatla harmanlamaktan aşırı keyif alıyorsanız Belgrad’da Skardalija bölgesi size bolca dinginlik verecektir. Skardalija, keşfedebileceğiniz pek çok güzelliğe ev sahipliği yapıyor. Özellikle bir şeyler yemek-içmek için çok çok ideal bir yer. Ne öyle aşırı pahalı, ne de çok ucuz. Bütçenizi kontrol etmeyi siz zaten iyi biliyorsunuzdur.
Belgrad haritasını önceden indirdiğim için çevrimdışı Maps.me kullanabiliyor ve sanki şehrin yerlisiymiş gibi gezebiliyorum. Belgrad gezilecek yerleri harita üzerinde işaretlemiştim. Dolayısıyla işaretlediğim yerlere bakıyor ve birbirine yakın olan yerleri sırasıyla geziyordum.
Skardalija bölgesinden sonra bir sonraki durağım Terazije Meydanı oluyordu. Adını Türkçede Teraziye Meydanı olarak alıyor ve bizler de bu isim ile anıyoruz.
Terazije Meydanı
1840’lı yıllar… Osmanlılar burada bir su kulesi inşa etmiş. İnşa etmiş çünkü şehrin su dağıtımı için çeşitli yollara, kanallara ihtiyaç varmış. İşte bu inşa edilen su kulesi de adını bugünkü Terazije Meydanı’na vermiş. İnşa edildikten 72 yıl kadar sonra 1912 yılında meydan rengarenk çiçeklerle bezeli, etkileyici peyzaj mimarisiyle düzenlenmiş ve bir de göz alıcı bir çeşme yapılmış.
Tabi burayı önemli kılan bir başka neden de Moskva Otelin burada olmasıdır. 1906 yılında yapılmış otel. Dünyaca ünlü klasik roman yazarı olan Maksim Gorki daha sonra film yönetmeni Alfred Hitchcock ve oyuncu Brad Pitt gibi ünlü isimlere de ev sahipliği yapmış bir otel. Dış mimarisini de oldukça beğeneceksiniz. Otelin önünde de fıskiyeli mini bir yuvarlak havuz vardır. İşte o havuzun olduğu yerde de Osmanlıların yaptığı su kulelerinden biri varmış.
Sıradan bir meydan değil burası. Hem Osmanlıların su kulelerini inşa ettiği yer, hem de 1 asırlık Moskva Otelin olması ve yerel insanların sıkça kullandığı yürüyüş yollarından birine ev sahipliği yapmasıdır.
Cumhuriyet Meydanı
Terazije Meydanı’nda Moskva Oteli arkanıza alın ve yaklaşık 200 metre yürüyün. Varacağınız yer şehrin Cumhuriyet Meydanı olacaktır. Burası nihayetinde şehrin kalbi olan Knez Mihailova Caddesi’ne çok yakın. Şehir gezisine başlamak için her ne kadar ideal bir konum olsa da, ben tercihimi konakladığım yere en yakın olan yerden başlayıp ilerlemek oldu.
Meydanda sizi görülecek iki turistik cazibe merkezi bekliyor. İlki Sırbistan Ulusal Müzesi, ikincisi ise müzenin önünde yer alan Prens Mihailo Obrenovic heykeli. Ancak, bu iki görülecek yeri sonraya bırakıp sizlere biraz Cumhuriyet Meydanı’ndan bahsetmek istiyorum.
Cumhuriyet Meydanını popüler kılan nedenler arasında her ne kadar Ulusal Müzenin burada olması olsa da, meydanı çevreleyen güzellikler de bir müze kadar meydana ayrı bir değer katmaktadır. Meydanı çevreleyen irili ufaklı butik mağazalar, bir şeyler yiyip içebileceğiniz şirin mekanlar ve blok taşların üzerinde pastoral bir görünüm veren hoş, düzenli ve rengarenk çeşit çeşit renkte buket çiçeklerdir.
Meydanı köşe bucak gezin. Meydana çıkan tüm ara caddeleri tamamıyla olmasa da şöyle birkaç adım içlere doğru dolaşın. Daha sonra ise artık Ulusal Müzeyi gezebilir ve Prens Mihailo Obrenovic heykelini inceleyebilirsiniz.
Sırbistan Ulusal Müzesi’ne doğru yürürken bir pankart ile karşılaşıyorum. Pankartta göreceğiniz üzere Sırplar bırakın Kosova‘yı tanımayı, Avrupa Birliği’ne girmesini de istemiyorlar.
Yeri gelmişken söyleyeyim; Balkanlar turu planı yaparken ilk olarak Sırbistan’a girin, daha sonra Kosova’ya giriş yapın. İlk olarak Kosova’ya girerseniz karadan Sırbistan’a giriş ne yazık ki yapamıyorsunuz. Ancak elbette Kosova’yı ilk olarak görür ve ikinci olarak da başka bir ülkeye giriş yaparsanız (Örn: Karadağ, Kuzey Makedonya) daha sonra Sırbistan’a gidebilirsiniz.
Prens Mihailo Obrenovic Heykeli
1882 yılında şu anki yerinde inşa edilen Prens Mihailo Obrenovic Heykeli, Sırbistan Ulusal Müzesi’nin önünde bulunuyor. Mihailo, Sırpların en önemli liderlerinden biri. Osmanlı tarihinde de kendisine rastlarız.
Osmanlı’ya karşı Balkan federasyonu kurmaya çalışan ve daha sonra ise, Osmanlı’ya karşı Sırpların bağımsızlıklarını ilan etmelerinde önemli bir yere sahip olan kişidir. Prens Mihailo atın üzerinde, sağ eli havada ve baş parmağı ile İstanbul‘u gösterir. Bu da vakti zamanında Osmanlı’ya karşı kurmak istediği Balkan Federasyonu ve İstanbul hayallerini anımsatır.
Sırbistan Ulusal Müzesi
Cumhuriyet Meydanı, heykel ve hemen arkasında bulunan Ulusal Müze’ye ev sahipliği yapıyor. Müzede 5.000’den fazla resim ve 400.000’den fazla eser sergileniyor. Sırpların tarihini eminim merak ediyorsunuzdur. Yugoslavya döneminden kalma eserler, Yugoslavya dağıldıktan sonra çıkan arbedeler, parçalanmalar… Hepsini tek bir yerde görebileceğiniz eşsiz bir koleksiyon var burada. Tarih, savaş, drama ve daha pek çok türde hayati sahneleri sanki ilk günmüş gibi burada yaşayabilirsiniz.
Kneza Mihaila Caddesi
Cumhuriyet Meydanı’nı gezdiniz ve sıra geldi şehrin en işlek caddelerinden biri olan Kneza Mihaila Caddesi’ne. Cumhuriyet Meydanı’nda iken yüzünüz Ulusal Müzeye baksın ve solunuzda kalan caddeye dönün, 150 metre kadar yürüyün ve varacağınız yer Kneza Mihaila Caddesi olacak.
Burası şehrin en merkezi yerlerinden biridir. Terazije Meydanı’ndan başlıyor ve ta Kalemeydan’a kadar devam ediyor. Cadde capcanlı. Yerli insanların, gençlerin buluşma noktası. Sanatlarını icra eden gençlerle dolu. Her köşe başında farklı bir melodi. Melodilere karışan insan sesleri. Cadde üzerinde karşılıklı pek çok markaya ev sahipliği yapan mağazalar, yeme-içme mekanları ve daha fazlası var.
Kneza Mihaila Caddesi’nde vaktinizi güzel değerlendirin. Yavaş tempoda yürüyün, her yeri görün, içinize sindirin. Dönünce Belgrad’ın hakkını verdim diyebilesiniz. Caddeyi yürüdünüz ve sonuna geldiniz. Merak etmeyin bitmedi! Asıl keyif alacağınız yere yaklaştınız.
Az ileride yemyeşil bir yer göreceksiniz. İşte orası Kalemeydan Parkı…
Kalemeydan Parkı
Yemyeşil bir park. Parkın sonu ise nefes kesen manzaralara çıkıyor. İlk olarak parka giriş yaptığınızda sağlı sollu magnet, hediyelik eşyalar satan teyze ve amcaları göreceksiniz. Güzel şeyler var. Pazarlık yapabilirsiniz. Park içerisinde yer yer küçük heykeller bulunuyor. Kimi yazar, kimi ressam, kimi sanatçı. Şahsiyetli Sırp insanların heykelleri. Yürüyüş yapabilir, doğal park alanının keyfini çıkarabilirsiniz.
Buranın insanları da yaz aylarında kavurucu sıcaklardan korunmak için Kalemeydan’a geliyorlar. Kimi oturuyor, kimi çimlerde siesta yapıyor, kimileri ise bisikletleriyle turluyor.
Cesaret Kulesi’ne giden yol üzerinde sağınızda yan yana iki tenis kortu göreceksiniz. Baktınız kort boş ve iki kişisiniz. Raketler var. Korta giriş yaparak arkadaşınız ile tenis oynayabilirsiniz. Merak etmeyin, kimse bir şey demiyor.
Cesaret Kulesi’ne çıkmak isteyebilirsiniz. Kule zirvesinden muhteşem bir Sava ve Tuna Nehirleri manzarası var. Kuş bakışı manzaranın seyrine doyabilir veya dürbünle uzakları yakın edebilirsiniz. Cesaret Kulesi’ne giriş ücretli. Öğrenci: 50 Dinar, Sivil: 100 Dinar.
Parkın içlerine doğru ilerledikçe solunuzda TİKA’nın restore ettiği Damat Ali Paşa Türbesi’ni göreceksiniz. Damat Ali Paşa, III. Ahmet döneminde sadrazamlık yapmış Mora Fatihi olarak biliniyor. Bu türbe Belgrad’da kalan son iki Osmanlı türbesinden biri. Diğeri ise Şeyh Mustafa. Onun da türbesi Kalemeydan’da bulunuyor.
Kaleye çıkmadan hemen aşağıda Sokullu Mehmet Paşa’nın çeşmesi var.
Kalenin uç noktalarına gelin. İşte buradaki manzarayı kelimelerle nasıl ifade edebilirim bilmiyorum. Bir yanda Tuna, diğer yanda Sava Nehri. Yemyeşil bir vadi ve beraberinde harika bir manzara.
Yorulmuş olmalısınız. Bu güzel manzaraya karşı oturun ve biraz soluklanın. Yarım saat kadar manzaranın keyfini çıkarın. Eminim hiç kalkmak istemeyeceksiniz.
Kalemeydan tüm bunların yanında; Askeri Müze, St. Petka ve Ruzia Kiliseleri, Cesaret Kulesi, Türk Hamamı, VI. Carl Kapısı ve Roma Kuyularına ev sahipliği yapıyor.
Askeri Müzeye giriş paralı. Müze içerisinde Sırp askeri malzemelerini görebilirsiniz. Ancak müzeye girmeden de bazı birkaç eseri dışarıdan görebilirsiniz.
Müze önünde sırasıyla dizilmiş olan çeşitli top (gülle) atarlar var. Çeşitli dönemlerde kullanılmış, eski ve pas tutmuş tarihe meydan okuyan eserler.
Bayraklı Camii
Kalemeydan Parkı’na giriş yaptığınız yer kuvvetle muhtemel Kneza Mihaila Caddesi’nin sonu olan yer olacaktır. Yine oradan geriye dönün. Yolun karşısında geçin ve 100 metre aşağıya salının. Sağınızda ara sokakta Bayraklı Camii kalacak…
Camii, Kanuni Sultan Süleyman zamanında inşa edilmiş. Önemi bugün için Belgrad’da yaşayan Müslümanlar için çok değerli. Çünkü, Bayraklı Camii, Belgrad’da bugün ibadete açık olan tek cami. Tarihi de çok karışık… 1575 yılında inşa edilmiş olan cami, kimin tarafından yapıldığı bilinmiyor. Pasarofça Antlaşması yapılıyor ve Belgrad o zamanlar Avusturya’ya veriliyor. Daha sonra ise cami 22 yıl boyunca Katolik Kilisesi olarak kullanılıyor. Bugün ise Belgrad’da yaşayan Müslüman insanların ibadetlerini gönül rahatlığı ile yapabildiği ibadethane olarak hizmet veriyor.
Hava sıcaktı ve epey de bir gezmiştim. Saat 17:00 civarı… Nikola Tesla Müzesi, birkaç görülecek kilise, Savamala ve Zemun bölgelerini ise yarına bırakmak istedim.
Knez Mihaila Caddesi’ni gerisin geriye tekrar yürüyerek Skardalija bölgesine geldim. Burada bir markete uğradım ve makarna, noddle ve bir muz aldım.
Hostelde önce bir duş aldım ve daha sonrasında mutfağa girip kendime makarna yaptım. Üzerine muzu da yiyince kaybettiğim enerjiyi az da olsa tekrar aldım. 2 saat kadar kestirdim. Kalktığımda saat 20:30 civarıydı… Azerbaycanlı arkadaş da diğer odada telefonla takılıyor. Yanına gittim ve daha sonra çıktık balkona. Onunla biraz lafladım. Saati de 23:00 etmiştik.
Odaya geçerek güzel bir uyku çektim…
Belgrad’da ikinci günümün sabahına uyandım. Her zamanki gibi önce bir duş aldım, sonra çantamı hazırladım ve çıktım dışarıya. Dün kahvaltı ettiğim yere giderek tekrar burek aldım kendime. Hızlıca yedim… Çünkü Belgrad’da son günüm. Savamala, Zemun bölgeleri ve Nikola Tesla Müzesi’ni bugün aradan çıkarmalıyım.
Kahvaltıdan sonra ilk işim Nikola Tesla Müzesi’ne gitmek oldu.
Nikola Tesla Müzesi
Belgrad’a gelince burayı görmeden dönmek olmaz. Müzeye giriş 500 Dinar. Sırp asıllı Amerikan mucit. Dünyanın önemli şahsiyetlerinden. Bugünün florasanını, neon ışıklarını ve daha pek çok elektrik ile çalışan cihazlarını ona borçluyuz. Tabi Edison’u da unutmayalım. 🙂 Müze iki katlı ancak, ne varsa giriş katında her şey. İkinci kat kapalı. Müze içerisinde Nikola Tesla’nın giydiği takım elbise, eldivenleri, kaleme aldığı yazıları ve en önemlisi de müthiş icatları yer alıyor.
Müze içerisinde bir rehber var. İngilizce dilinde doyurucu bilgiler veriyor. Üstelik Nikola Tesla’nın cihazları ile test elektrik akımlarını da yerinde gösteriyor. İzledim ve etkilendim açıkçası. Videoda bazı anları izleyebilirsiniz.
Taş Meydan Parkı
Nikola Tesla Müzesi’nden çıktıktan sonra 200 metre kadar yürüyün ve karşınıza yemyeşil bir alan çıkacak. İşte orası Taş Meydan Parkı. Eski zamanlarda Belgrad’da inşa edilmek için yapılan binaların taşları buradan çıkarılırmış. Adını da bu hadiseden dolayı almakta. Park içerisinde çocuklar için oyun parkları, bisiklet yolları, dondurma ve hediyelik eşyalar satan küçük büfeler, heykeller ve minik fıskiyeli havuzlar bulunuyor.
St. Mark Kilisesi
Taş Meydan Parkı’nı yürüyüp sona geldiğinizde karşınızda St. Mark Kilisesi çıkacak. Dış mimarisi oldukça etkileyici. 1940 yılında yapımı tamamlanan kilise de mutlaka Belgrad’da görülmesi gereken yerler arasında. İç mimarisi, freskleri de pek ihtişamlı.
Eğer buraya kadar gezdiyseniz Old Town bölgesinde görmeniz gereken iki yer kaldı. İlki St. Sava Kilisesi, diğeri ise Savamala bölgesi.
St. Mark Kilisesi’ni gördükten sonra gerisin geriye dönerek biraz yürümeniz gerekecek. Çevrimdışı harita indirdiyseniz zaten yolunuzu kaybetmezsiniz. Yaklaşık 600 metre kadar yürüdükten sonra St. Sava Kilisesi’ne ulaşmış olursunuz.
St. Sava Kilisesi
Bu kilise Balkanlar coğrafyasının en büyük Ortodoks kilisesi. Belgrad’ın Knez Mihailova Caddesi’nden sonra en işlek ikinci yeri olan Slavia Meydanı’nın yanı başında bulunuyor.
Sırp Ortodoks Kilisesi’nin kurucusu olan Aziz Sava anısına inşa edilmiş olan kilise mutlaka görülmeli.
Kiliseyi gezdikten sonra 100 metre ileride soldan Nemanjina Caddesi’ne atın kendinizi. Buradan hiçbir yere sapmadan yaklaşık 1 km yürüyün. Tabi sıcakta yürümek zorunda da değilsiniz. Büfelerden otobüs için bir biniş kartı alabilirsiniz.
Şimdilik durağımız şehrin Savamala Bölgesi…
Savamala Bölgesi
Savamala Bölgesi, Belgrad’ın gelir düzeyi düşük insanların yaşadığı yer. Parklarda kalan evsizleri görmeniz kuvvetle muhtemeldir. Ancak ayrı bir dokusu var. Arnavut kaldırımlı sokakları, tarihe meydan okurcasına bugün bile ayakta durmayı başarmış eski evleri burada görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Restore edilmiş pek çok küçük yerleşim yerlerini görebilirsiniz. Bunlardan bazıları şirin dükkanlara, kafelere ve yeme-içme mekanlarına dönüştürülmüş yerli ve yabancı insanlara ev sahipliği yapıyor. Ayrıca yol boyunca eski kitapların satıldığı böyle güzel yerlere de rastlayabilirsiniz.
Ayrıca Belgrad’dan olur da Novi Sad, Niş veya komşu ülkelere gitmek isterseniz şehirlerarası otobüs terminali de yine bu bölgede yer alıyor.
Nova Grad (Yeni Belgrad), New Town
Savamala bölgesinden Savski Most Köprüsü’ne gelin ve buradan yayaların da kullanımına açık köprü yaya yolundan karşıya geçin. İşte burası Yeni Belgrad! Yüksek katlı binaların, iş merkezlerinin, alışveriş merkezlerinin, lüks hayata yönelik restoran ve eğlence yerlerinin bulunduğu yer. Zemun bölgesi haricinde gezmek için pek bir şey yok burada. Fakat Sava Nehri’ni sağınıza alıp keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Zemun Bölgesi
Kalemeydan’ın karşısında yer alan Zemun bölgesi fotoğraf severler için harika bir yer. Burada bulunan USCE Kulesi’nden gün batımını fotoğraflamak isteyebilirsiniz. Ayrıca tertemiz parkları, caddeleri buranın havasını Eski Kent bölgesine göre fazlasıyla değiştiriyor. Belgrad’da lüks hayatı merak ediyorsanız bu bölgeye biraz vakit ayırabilirsiniz.
Zemun bölgesini de gezdikten sonra saati akşam üzeri 18:00 yapmıştım. Henüz bir cevapcici denememiştim. Hostele doğru yavaş yavaş yürürken Knez Mihailova Caddesi üzerinde cevapcici yapan bir yer gördüm ve oraya yönümü çevirdim.
Burada güzel bir cevapcici yedim. Balkanların köfte kebabı. 🙂 En azından denemedim demem. Tadı güzel. Yanında soğan, salata ve tombik ekmek veriliyor.
Yemekten sonra hostele geldim. Bugün Belgrad’da ikinci günü bitirmek üzereyim. Sıcak fena hırpaladı beni. Güzel bir duş aldım ve daha sonra günün kritiğini yaparak, fotoğraf ve videolarımı yedekledim. Ardından saat 00:00’a kadar aylaklık yaptım. Hostelin balkonunda diğer gezgin konuklarla tanışıp lafladım.
Belgrad gezi notlarım tamamıyla bunlardan ibaret arkadaşlar. İki gün Belgrad’ı gezmek için yeterli bir süre olduğunu düşünüyorum Vizesiz ve ekonomik bir destinasyon da olduğu için hafta sonu dahi iki günlük kaçamak için ideal bir varış yeri.
Olur da Belgrad gece hayatını da deneyimleyeyim derseniz fazladan bir gün daha kalın ve üç gün boyunca dolu dolu bir Belgrad gezisi yapmış olun.
Belgrad gezisi hakkında merak ettiklerinizi yorum kısmından yazarak sorabilirsiniz. Sizlere yardımcı olmak için buradayım.
***
Balkan ülkelerine yönelik seyahat danışmanlığı hizmeti sunmaktayım. Size özel olarak hazırlayacağım gezi planları ve önerileriyle, Balkanlar gezinizi birlikte planlayabiliriz. Gezilecek yerlerden yeme içmeye, konaklamadan ulaşıma kadar güvenilir tavsiyelerimle, Balkanlar gezinizin her anını en iyi şekilde değerlendirmenize yardımcı olabilirim. Daha fazla bilgi için tıklayın.
Öncelikle merhaba,
Balkan yazılarınızın hepsi çok faydalı ancak bir sorum olacak… Saraybosna’dan Belgrad’a geçmek istiyoruz biz. Otobüs seferleri akşam saatlerinde bulamadım. Bu konuda bilginiz varsa yardımcı olabilir misiniz?
Merhaba Elif Hanım,
Saraybosna’dan Belgrad’a her gün yalnızca tek sefer düzenleniyor. Sabah 06:00’da Saraybosna’dan hareket eden otobüs öğlen saat 13:10’da Belgrad’a varıyor. Biletinizi çevrimiçi Getbybus web sitesinden satın alabilirsiniz.
Merhaba,
Öncelikle bilgiler için çok teşekkürler. Biz de araçla mini bir Balkanlar turu yapmak istiyoruz. Benim Schengen vizem tek girişli olduğu için Belgrad’a uçakla gideceğim, İstanbul’dan araçla gelen arkadaşlarımla buluşacağım ve araçla gezip Yunanistan üzerinden dönüş yapacağız. Dönüşüm araçla olduğu için Belgrad’a tek yön uçak bileti aldım. Sizce dönüş biletim olmadığı için Belgrad’a girişte sorun yaşar mıyım?
Merhaba Ayhan Bey,
İnanın son günlerde Balkan ülkelerinin T.C vatandaşlarına sıkıntı yarattığını üzülerek okur oldum. Hatta geçen gün Kosova dahi 5 Türk vatandaşını geri göndermiş. Üstelik dönüş bileti ve konaklama rezervasyonları olmasına rağmen. Sırbistan dönüş bileti olmayanlara sıkıntı çıkarıyor şeklinde bazı bilgilere de denk gelmiştim. Fakat şu an ne desem yalan olur. Belgrad seyahatiniz %50 gibi bir şey yani. Sınır polisinin inisiyatifine kalmış. Siz bu durumda dönüşünüzü bir şekilde ispatlayın, cebinizde paranız olsun, otel rezervasyonu ve seyahat planınızı içeren bir rota hazırlayıp yanınızda bulundurun. Olası sorulara karşı da soğukkanlı davranarak seyahat etme amacınızı paylaşırsanız bir şey olacağını düşünmüyorum. Pasaportunuzda Schengen vizesi var gerçi sanmıyorum geri göndersinler. Pasaportunuzda Avrupa ülkeleri mühürleri var mıdır? Bu da bir güven verir Sırp polise.