Yazı İçeriği
Hep gitmek istediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım yerlerdendi; yaygın kullanımıyla Dersim, resmi adıyla Tunceli. Kendimi bildim bileli, Dersim benim için hep ulaşılmaz bir yerdi. Karanlıkta parlayan yıldız gibiydi. Koskoca ülke yolunu kaybederken bile, o geçmişinden aldığı bilinçle, her dönem üzerindeki baskıya, asimilasyona ve kıyıma karşı yalçın kaya gibi sağlam duruyor ve inatla mücadele ediyordu. Kimliğini ve kişiliğini korumak için haklı bir kavga veriyordu. Ve bu kavga, şairin dediği gibi ”yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!” sürecek bir kavga idi.
Yılmaz Erdoğan’ın Vizontele filminde belediye başkanı Nazmi’nin dediği gibi; “İnsan memleketini niye sever? başka çaresi yoktur da ondan. Ama biz biliriz ki bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen, burası dünyanın en güzel yeridir. Ama dünyanın en güzel yerini sevmezsen, orası dünyanın en güzel yeri değildir.”
Dersimliler Dersim’i çok sevdikleri için, Dersim dünyanın en güzel yeridir. Dersim sadece Dersimliler için değil, o duygu, düşünce, inanç, inat, mücadele ve geleceği paylaşan bütün güzel insanlar için de öyle. Geçmiş böyle idi, şimdi de böyle ve hiç kuşku yok ki, gelecekte de böyle olacak.
Her zaman olduğu gibi, bir havayolunun kampanyasını görür görmez yola çıkmaya niyetlendim. Çocuklarımın okulu nedeniyle eşimle gidemezdim. Vazgeçilmez yol arkadaşımı aradım. Kampanyayı, hayal ettiğim/düşündüğüm ve planladığım geziyi ayrıntılı olarak anlattım. Yoldaşım bu konularda ne kadar pimpirikli olduğumu bildiğinden, uzun konuşmama fırsat vermedi. “Tamam” dedi. Her şey için anlaşmıştık.
Yolculuk ve çevre gezileri için ayrıntılı araştırmaya girdim. Yeni bir yolculuk yeni bir aşk gibi heyecan vericiydi. Van’dan Tebriz’e giderken yol boyu sohbet ettiğim minibüs şoförünün bir sözü hiç aklımdan çıkmıyordu. “Yolculuk aşk gibidir; neyle karşılaşacağını bilemezsin.” Yolculuğun gizemi, güzelliği, tutkusu ve heyecanı ancak bu kadar güzel anlatılabilir.
Tunceli (Dersim) & Ovacık Gezi Notları
Mayıs ayının sonuna doğru Ekim ayı için biletlerimiz alındı. Oldukça yoğun bir gezi bizi bekliyordu. Elazığ, Erzincan’ın Kemaliye ilçesi, Dersim/Tunceli ve Türkiye’nin ilk komünist belediye başkanına sahip Ovacık. Her yolculuğumuzda olduğu gibi, bu yolculuğumuzda da yoğun bir tempo bizi bekliyordu. Her sabah kahvaltı sonrası kahvemizi içiyor ve akşamları, Onar Köyü’nde aldığımız şarabımızı yudumlarken aklımıza gelen gelmeyen birçok kötü şeye/şeylere bol bol küfrediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Tıpkı büyük yazar Ernest Hemingway’in dediği gibi; “Sakın sevmediklerinizle seyahate çıkmayın.”
Erzincan’ın Kemaliye (Eğin) ilçesinde 1 gece 1 gündüz kaldıktan sonra yeniden yollara düştük. Geldiğimiz yoldan geri döndük. Elazığ’dan Kemaliye’ye gelirken yol üstündeki Çırçır Şelalesi, Keban ilçesi, Keban Barajı, Malatya’nın Arapgir ilçesine bağlı Onar Köyü, Arapgir ilçesi, Kemaliye’de Çit, Ocak ve Apçağa köylerine uğrayıp görülebilecek her yeri gördüğümüzden dolayı yol epey uzun sürmüştü. Kemaliye’den Elazığ’a oradan Ovacık ve Dersim’e gidişimiz daha hızlı olacaktı. Kemaliye-Dutluca yolu oldukça dağlık, virajlı ve sarp olduğundan dolayı hızımızı yavaşlatıyordu. Dutluca–Elazığ yolu ise güzeldi. Ulaşımda herhangi bir sıkıntıya yer vermiyordu.
Elazığ’a 20 km kala Çemişgezek feribotu için yol ayrımı vardı. Yol ayrımından feribot iskelesi yaklaşık 20 km uzaklıktadır. Yol gidiş geliş olmasına karşın iyi durumdadır. Yol üzerinde feribota kalan mesafe için herhangi bir tabela konulmamıştı. İnsanın ne kadar yol gideceğini bilmemesi gerginlik yaratıyordu, zaman zaman biz de gerildik. Yol yapıp tabela koymayanlara açık havada bol bol selam gönderdik, umarım kulakları çınlamıştır.
Feribot yerinde bildiğimiz iskele falan yok. Feribotun yanaştığı yerden 150-200 metre yüksekte derme çatma bir büfe var. Feribotu bekleyenler büfede, feribot gelene kadar çay-kahve içip bir şeyler atıştırabiliyorlar. Feribot geliyor uygun bir yere yanaşıyor ve bekleyen araçlar sırayla feribota geçiyorlardı. Araçta kaç kişi olursa olsun, araç başına 12 TL alınıyor. Elazığ tarafından buçuklarda, Gemişgezek tarafında ise saat başı hareket ediyordu. Aradaki mesafe çok yakın olduğundan dolayı yolculuk uzun sürmüyor. Feribot yolculuğu 10-15 dakika arası sürüyor.
Çemişgezek tarafında feribottan çıkar çıkmaz jandarma kontrol noktası bulunuyordu. Jandarma kontrol noktasından sonra uzun ince bir yoldan devam ettik. Gemişgezek’e girmeden Hozat tarafına devam ettik. Kilometrelerce devam eden yolda yalnız başınaydık. Bazen dağların, tepelerin üstünde giderken bazen de dümdüz yolda devam ediyorduk. Yüksekçe hakim tepelerin üzerinde, basında sık sık okuduğumuz “kalekol” ları görüyorduk. Feribottan indiğimiz noktadan Hozat’a gelene kadar çok küçük bir iki köye rastlarken, insana ise hiç denk gelmedik, arazi terk edilmiş gibiydi. Çemişgezek–Hozat arası yaklaşık 100 km olmasına rağmen.
Hozat, nüfusu 7.000 civarında küçük bir ilçe. İlçenin içinden geçerek, Türkiye’nin tek komünist belediyesine sahip olan Ovacık’a doğru yola devam ediyoruz. Hozat-Ovacık arası 85 km ve 2 saatten biraz fazla sürüyor. Munzur Vadisi Milli Parkı içindeki virajlı, bir yanı dağ bir yanı uçurum yolda oldukça dikkatli araç sürüyoruz. Hava güzel olmasına karşın zaman zaman yağmur yağıyor, yolu sis kaplıyor. Doğa oldukça göz alıcı, muhteşem görünüyor. Ağaçlar renk değiştirmeye başlamış; yeşili, sarısı ve kırmızısı bir arada renk cümbüşü adeta. Dağların sonunda aşağıya doğru inişe geçtiğimizde, dağlarla çevrili 74 km’lik Ovacık ovası gözümüzün önünde görünüyor. Geldiğimiz yolu düşündüğümüzde gördüğümüz manzara bizi şaşırtıyor. Böyle güzellikleri her zaman her yerde görmek mümkün olmuyor. Arabayı durdurup ovayı seyrediyoruz, yol arkadaşımızla birbirimize bakıp iyi ki gelmişiz diyoruz birbirimize.
Ayrıca Okuyun: Fırat’ın Cenneti, Erzincan’ın İncisi: Kemaliye (Eğin)
Ovacık Hakkında Bilgi
Ovacık, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Dersim/Tunceli iline bağlı 8 ilçeden biridir. İl merkezine 65 km mesafededir. İlçeye ulaşım Munzur Irmağı ile birlikte Munzur Vadisi Milli Parkı içindeki oldukça virajlı muhteşem doğa manzarasının eşliğindeki karayolu ile sağlanmaktadır. Ovacık, dağlarla çevrili 74 kilometre karelik ovadan meydana gelmektedir. Adını da bu ovadan almaktadır. Nüfusu 3.000’dir.
2014 Türkiye yerel seçimlerinde Ovacık belediye başkanı seçilen Fatih Mehmet Maçoğlu, Türkiye Komünist Partili tek belediye başkanıdır.
Munzur Vadisi Milli Parkı
Tunceli–Ovacık arasında uzanan Munzur Vadisi, 1971’de milli park olarak ilan edilmiştir. 42 bin hektarlık alanı kaplayan milli park, su kaynakları, endemik bitki türleri (227 çeşit), hayvan türleri ve bitki örtüsü (1518 çeşit) bakımından zengin bir bölgedir.
Munzur Suyu Gözeleri
İlçe merkezine 7 km uzaklıktadır. Burada birçok su gözeleri vardır. Gözelerin oluşturduğu şelale görülmeye değerdir. Gözelerin olduğu yer aynı zamanda bir mesire yeridir. Hediyelik eşya dükkanları ve yemek yenecek yerler bulunmaktadır.
Kırmızı Benekli Alabalık
Bu balık türü Munzur Irmağı’nda bulunmaktadır. Tadı güzel olduğu gibi görüntüsü de ilgi çekicidir.
Küba Cafe
Şehrin merkezinde oldukça güzel bir kafe. Çayınızı, kahvenizi yudumlayabilir ya da bir şeyler yiyebilirsiniz. Günün her saati kalabalık bir yer.
Kayak Merkezi
Gençlik Spor İl Müdürlüğü denetiminde bulunan kayak merkezi oldukça ilgi çekici bir yer.
Ovacık Belediyesi
Belediye binası adeta bir kültür merkezini andırıyor. Kapıda ne güvenlik var ne de “nereye gidiyorsun” diye önünü kesen biri. Belediyenin girişindeki sağ ve sol duvarlarda kütüphane ve önünde masalar var. Okula giden çocuklar ödevlerini yapıyor ya da kitap okuyorlar. Merdivenlerden yukarı çıktığınızda duvarlarda birbirinden güzel resimler asılı. Belediye binasının soğuk duvarı değil de, bir resim galerisinde olduğunuzu düşünüyorsunuz. Çalışanların bürolarının yanında oldukça zengin bir kütüphane daha bulunuyor. Masalarda bilgisayarlar mevcut. İsteyen herkes her an buradan yararlanabiliyor. Başkanın odasına gittiğinizde ne gösterişli bir sekreter odası, ne burnu havada bir sekreter görüyorsunuz. Sekreter sizi güler yüzüyle karşılayıp çayınızı, kahvenizi söylüyor. Başkan bir program için Almanya’ya gittiğinden dolayı görüşemiyoruz. Başkanlık odasına bakıyoruz. Oda oldukça sade ve sıcak görünüyor. Duvarlarda Atatürk, Che Guevera, Nazım ve Küba’daki Che resimleri asılı. Başkanın masasının üstünde çeşitli kitaplar var, en çok da yeni çıkan “Komünist Başkan” kitabı.
Belediye binasının yanında, basında sıkça gördüğümüz kooperatif var. Belediyenin öncülük ettiği kooperatif, ülkenin dört bir yanına fasulye, nohut, bal ve kaya tuzu göndermektedir. Günde bir kamyon kargo yola çıkıyormuş. Basında okuduğumuzdan daha sıcak bir ortam var. İnsanlar güler yüzlü, sıcak ve dostça davranıyor. Kendinizi çölde vahaya düşmüş gibi hissediyorsunuz.
Önümüzde yerel seçimler var; partilerin ve belediye başkanı olmak isteyen adayların, ama en çok da oy kullanacak yurttaşların yani bizlerin Ovacık’tan öğrenecekleri çok şey var.
Ovacık’tan sonra geldiğimiz yolun büyük bölümünü geri dönerek Dersim/Tunceli’ye gidiyoruz. Gece burada kalacağız. Şehre varınca doğru Öğretmenevine gidiyoruz. Öğretmenevi şehir merkezinde, belediyenin tam karşında bulunuyor. Rahat edilebilecek bir yer. Kemaliye Öğretmenevi’nden sonra oldukça lüks geldi bize. Odamıza yerleşir yerleşmez Munzur’un kenarındaki restoranlardan birine gittik. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı ve daha sonra milletvekili olan Celal Doğan adına yapılan park ve yanındaki Celal Doğan Restoranına oturduk. Munzur’un kırmızı benekli alabalığını yedik ve birer duble rakımızı içtik.
Tunceli (Dersim) Hakkında Bilgi
Dersim/Tunceli, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nde yer alan bir ilimizdir. Yüzölçümünün %70’ini dağlar, %25’ini yaylalar ve %5’ini ovalar oluşturuyor. Türkiye’nin en az nüfusuna sahip ilimizdir. İlin merkez nüfusu 37.000 ve genel nüfusu 85.000’dir. İlde demiryolu bulunmamaktadır. Elazığ, Erzincan ve Bingöl havalimanları eşit (yaklaşık 140 km) uzaklıktadır. Keban Barajı Gölü üzerinde Pertek ve Çemişgezek ilçeleri ile Elazığ arasında feribot seferleri yapılmaktadır.
Tunceli/Dersim, Türkiye’nin nüfusa göre en çok kitap okuyan illerinden biridir. Yine Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’ne göre ülkemizin en eğitimli ilidir.
1935’de kabul edilen “Tunceli Kanunu” ile Dersim olan adı “Tunceli” olarak değiştirilmiştir. Bölgenin daha önceki var olan isimleri de “Mamekiye” ve “Kalan” da silinmek istenmiştir. Bölgede birçok ilçe, köy hatta mezar isimleri de değiştirilmiştir. Dersim’de nereye giderseniz gidin birçok yerde değiştirilmek istenen isimlere rastlarsınız.
Dersim/Tunceli merkezi oldukça küçük olduğundan dolayı yürüyerek rahatça dolaşabilirsiniz.
Ayrıca Okuyun: Doğu Ekspresi Hakkında Her Şey!
Seyit Rıza Heykeli
15 Kasım 1937’de aralarında oğlunun da bulunduğu 6 kişiyle birlikte idam edildi. Mezar yeri bugüne kadar açıklanmadı. Heykel şehrin merkezinde bir parkın içinde bulunuyor.
Ayrıca il merkezinin ortasından geçen Munzur ve çevresi görülmeye değer. Nehrin kenarındaki birbirinde güzel köprüleri görebilir, lokantalarda yemeğinizi yiyebilirsiniz. Munzur Vadisi Milli Parkı ve kırmızı benekli alabalığı Ovacık bölümünde saydığımdan dolayı burada tekrar etmek istemedim.
Munzur ve Pülümür’e yapılması planlanan HES ve Baraj projeleri iptal edilmelidir. Munzur özgür aksın insanların ortak fikri.
Tunceli doğal güzellikleri ve sımsıcak insanlarıyla görülmeyi hak ediyor.