Yazı İçeriği
Öncelikle uçuş korkusu bir hastalıktır. Ancak ülkemizde bu tür korkuların insanüstünde yaratabileceği tehlikeler ile ilgili çalışmalar gereği gibi yapılmadığı için boyutları da tam olarak bilinmemektedir. Bu konuda yaşadığım örnekleri paylaştığımda konunun ciddiyetinin anlaşılacağını umarak, uçuş korkusu yaşayan insanların uçağa binmekte ısrarcı olmamaları hem kendi sağlıkları hem de uçuş emniyeti acısından hayati önem taşıdığı bilincini oluşturmasını dilerim. Özellikle ülkemizde gizli kalmış, teşhisi konmamış panik atak, kapalı alan korkusu ve astım gibi rahatsızlıkların oranının yüksek olduğu hatta tansiyon, kalp ve damar rahatsızlıklarının da aynı ölçüde büyük oranda olduğu bilinmektedir.
Uçuş Korkusu Üzerine Öneriler
Uçak içindeki oksijen dışarıdan temin edilmemekte, uçakta bulunan bir tanktan sağlanmaktadır. Bu oksijenin temkinli kullanılması acil durumda oksijensiz kalınmaması açısından önemlidir. Uçakta bulunan oksijen yenilenen bir hava kaynağı değil, aynı oksijenin sirkülasyonu ile teneffüs edilmektedir. Bu sebeple bulaşıcı hastalığı bulunan kişilerin uçağa alınması katiyen yasaktır (kızamık en basit örneğidir). Kısacası, uçakta birbirimizin ağzından çıkan havayı solumaktayız.
Bu durum kokpit için aynı değildir. Kaptanların ayrı bir hava tankı bulunmaktadır. Bu bilgi, astım, alerji, solunum yetersizliği ve panik atağı bulunan kimselerde hatta tansiyon ve kalp hastalarında oksijenin ve temiz havanın önemini vurgulamak için verilmiştir. Kalp çarpıntısına sebep olacak herhangi bir durumda vücudun hızlı soluk alıp verme isteği oluşmakta ve kan normalden daha fazla oksijen taşıma isteğine sahip olmaktadır. Ancak uçakta bu havayı bulamayan değerli hasta kendini daha da kötü hissetmektedir.
Ayrıca Okuyun: Tek Başına Seyahate Çıkacaklara Öneriler
Kalp Krizi Riski Taşıyan Yolcular Dikkat!
Diğer bir durum kalp krizi riski taşıyan yolculardır. Korkunun tetiklediği vücuttaki hormonların artışına bağlı olarak kalp vibrasyonu artmaktadır. Bu sebeple risk taşıyan kişilerin kalp krizi geçirmesi olasıdır.
Veriler incelendiğinde uçakta kalp krizi geçiren insan sayısı azımsanmayacak kadar çoktur.
Bir diğer tehlike beyin ve damar rahatsızlığı bulunan kişiler için de geçerlidir. Beyne yeterli seviyede gitmeyen oksijen risk taşıyan kişilerde felç ve beyin kanamasına sebep olmaktadır. Basınç farklarından oluşan tansiyon rahatsızlığı, irtifa da kaydedilen farklı basınç seviyeleri sebebiyle değişiklik göstermekte, yüksek tansiyon hastalarının tansiyonu ciddi artışlar göstermektedir. Stres durumunda katekolamin ismi verilen adrenalin noradrenalin, kortizol endorfin ve testosteron hormonları üretilir. Beyinden gönderilen bu aşırı hormon yüklemesi, böbrek üstü bezlerinin normalden fazla çalışmaya başlaması korku ile gerçekleşir. Bu durum görme bulanıklığından, bayılma, aşırı tepki, kalp atışlarında düzensizlik, öfke, saldırganlık gibi neticelerle sonuçlanır. Yani bizim uçuş korkusu dediğimiz bu olay ciddi bir rahatsızlık olup kalıcı hasarlar bırakabilecek niteliktedir.
Ayrıca Okuyun: Seyahate Çıkmadan Önce Mutlaka Yapılması Gerekenler
Uçuş Esnasında Yaşanmış Bir Olay
Nitekim, yaşadığım bir olayı sizinle paylaşmak isterim. Ön sıralarda oturan normal görünümlü bir yolcumuz uçağın kapısını kapatıp ‘taxi way’ denilen yola girdiğimizde uçak hız alıp havalanmaya hazırlandığında hızla yerinden kalkarak kapıyı açmıştı. Duruma hemen kaptanı arayarak haber verip uçuş iptali istemiş, yolcuyu yerine oturtup kapıyı kapatıp polis desteği istemiş bir ekiptik. Hızlı müdahale ile uçak havalanmadan geri dönüp yolcuyu sakinleştirmeye çalıştık ancak panik atak geçiren bir yolcuya profesyonel destek gerekliydi. Tansiyon hastası bir yolcumuz işi ciddiye almayıp ilacını bagajında unutmuş ve uçuş esnasında korkusu dolayısıyla tansiyonu yirmi üçe çıkmıştı. Doktor desteği ile tansiyonu eski haline getirilmeye çalışılmış ancak sonuç acil iniş ve beyin kanaması ile sonuçlanmıştı. Ayrıca uçuşta kalp krizi geçiren bir yolcu kabin memurunun ellerinde ölmüştür.
Uçuş ekipleri düzenli olarak ilk yardım eğitimi alan çalışanlardır. Doktor değillerdir. Uçak kapalı alan ve yetersiz tıbbi ekipmanların bulunduğu bir ortamdır. Nitekim doktorlar dahi ellerinde ekipman olmadan müdahale yapamamaktadır. Tüm bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda kendine güvenmeyen, kapalı alan korkusu, uçuş korkusu, tansiyon rahatsızlığı, astım solunum problemi bulunan kimselerin mümkünse otobüsle seyahat etmeleri sağlıkları acısından önemlidir.
Uçaklarda bu durum bilindiği için beş adet ekstra oksijen tüpü bulunmaktadır. Ancak son dönemde uçuş emniyeti hiç önemsenmemekte, kabin memuru yaş sınırı on sekize çekilmiştir. Yani böylesine hassas bir durum on sekiz yaşındaki gençlerin ellerine bırakılmıştır. Uçuş tecrübeyle sabit bir iştir. Ve uçakta bir aylık bir çalışan ile on yıllık çalışan arasında farklar bulunmaktadır. Taşeron firmalara yaptırılmaya başlanan uçuşlar para kazanmak kaygısıyla emniyeti ikinci plana atmaktadır.
Kesinlikle harika tespitler, bu nedenle ucuz tatil yapmak yerine kaliteli firmalarla çalışmak gerekir. Paylaşımlarınız için teşekkürler.