Safranbolu Evleri

Samandıra’dan Metro turizm otobüsüne atladığım gibi soluğu Safranbolu‘da aldım. Bu geziyi planlamam aniden bir gecede olmuştu.

Safranbolu, Türkiye‘nin Karabük ilinin güneyinde yer alan turistik bir tatil beldesidir. Tarihi yapıları, küçük dar sokakları, eski evleri, hamamları ve camileri ile ünlüdür. Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alır ve tarihi bir kent olarak korunmaktadır.

Safranbolu’nun tarihi yapıları, Osmanlı dönemi mimarisini yansıtmaktadır ve turistlerin ilgisini çekmektedir. Özellikle İzzet Pasa Camii, Eski Hamam, Cumalıkızık Mahallesi gibi yapılar tarihi ve turistik gezilecek yerler arasında yer alır.

Safranbolu aynı zamanda doğal güzellikleri ile de ünlüdür. Yörede bulunan yamaçlar, ormanlar ve doğal kaynaklar turistlerin vakit geçirmeleri için idealdir. Ayrıca Safranbolu, çeşitli lezzetli yöresel yemekleri ve el sanatları ile de turistlerin ilgisini çekmektedir.

Safranbolu’nun, Türkiye’nin güney sahilinde bulunan turistik tatil beldeleri gibi hareketli bir hayatı yoktur ancak sessiz ve huzurlu bir tatil için idealdir. Ayrıca kültür ve tarih meraklıları için de oldukça eğlenceli bir turistik yerdir.

Safranbolu, Paplogonya bölgesi olarak bilinir. Tarihi M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanan bölgede ilk yerleşiminin ne zaman olduğu tam olarak bilinmemektedir. Gasgaslar, Hitit, Kimmer, Lidya, Persler, Helenistik Krallıklar, Romalılar, Selçuklular, Çobanoğluları, Candaroğulları ve Osmanlılar burada egemenlik kurmuştur.

Safranbolu, sivil Osmanlı mimarisini taşıyan geleneksel Türk evleriyle, doğal güzellikleriyle ve tarihi zenginliğiyle ün kazanmış nitelikli bir kentimiz. Yeni Hamam, Eski Hamam, Cinci Hanı, Köprülü Mehmet Paşa Camii, Kazdağlıoğlu Camii, İzzet Mehmet Paşa Camii, Kent Tarihi Müzesi, Saat Kulesi, Eski Cezaevi, Bulak Mencilis Mağarası, İncekaya Su Kemeri, Yemeniciler Arastası, Demirciler Çarşısı, Manifaturacılar Çarşısı, Tarihi Çeşme ve Kemerleri Safranbolu’da görülecek yerlerdir. Şehir merkezinde bulunan kaya mezarları ve tümülüsler de bu yapılar kadar ilgi çekicidir.

Safranbolu, Batı Karadeniz bölgesinin denizden 65 kilometre içerisindedir. Yörede Karadeniz iklimi ile İç Anadolu iklimi arasında geçiş özelliği görülür. Şehir merkezi üç ayrı kanyonun birleştiği ilginç bir jeolojik yapı üzerine kurulmuş.

Safranbolu Gezilecek Yerler

Safranbolu hakkında genel bilgiler verdikten sonra tabi ki olmazsa olmaz Safranbolu Evleri ile gezime başlıyorum. Oldukça güzel bir mimariye sahip olan Safranbolu Evleri kente şahane bir görünüm kazandırmaktadır.

Safranbolu Evleri

Safranbolu Evleri

İlçe merkezinde 18. ve 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başlarında yapılmış yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunmakta. Evler Safranbolu’nun iki ayrı kesiminde gruplanmış. Eskiden “Şehir” diye bilinen ve kışlık olarak adlandırılan çarşı kesimi ile “Bağlar” diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesimdir. Safranbolu’da yapı formu evler genellikle 3 kattan oluşmuş 6-8 odalı, geniş hacimli, insan ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanmış. Odaların her biri bir çekirdek aileyi barındırabilecek tüm unsurlara sahip bağımsız birim olarak tasarlanmış. Her odada yüklük adı verilen dolaplar, sergenler, ocak ve sedirler bulunur. Ahşap yüklük dolapların içerisinde yıkanmak amacıyla da kullanılabilen gusülhaneler mevcut. Safranbolu evlerine bir başka detayı katan unsur ise tavanlarının ahşap işlemeli olmasıdır. Safranbolu evlerindeki çıkmalar, evin dış görünümünü tekdüzelikten kurtarıyor. Odaların büyüklüğüne göre sayısı değişen dar ve uzun pencerelerde “muşabak” adı verilen ahşap kafesler bulunur. Evlerin bazılarının içlerinde, serinlik vermesi ve yangından korunması amacıyla yapılmış olan havuzlar bulunmakta. Safranbolu evlerinin genel mimarisi; alt katlar taş, üst katlar ise kerpiç ve ahşaptır. Çatılarda genellikle alaturka kiremit kullanılmıştır. Evlerin giriş kısmına “hayat” adı veriliyor. Hayat taş kaplıysa “taşlık” olarak da anılır.

Safranbolu evlerini gezmek için belli bir rotaya ihtiyacınız yok. Burada her yer Safranbolu evleri ile çevrili. Safranbolu evlerini gezdikten sonra rotamı Cinci Hanı ve Hamamı‘na çeviriyorum.

Cinci Hanı

Cinci Hanı, Safranbolu

1640 yılında Sultan İbrahim’in tahta çıkışından sonra Anadolu Kazaskeri olan Cinci Hoca (Keçecizade Hüseyin Efendi) tarafından 1640-1648 tarihleri arasında yaptırılmış. Kesme ve moloz taştan inşa edilen yapı iki bölümden oluşuyor. Odalar ve ahır bölümü olmak üzere, 2 katlı ve 62 odalıdır. Hanın giriş kapısı, kilit ve anahtarı; Türk demir işçiliğinin örneklerindendir. Restorasyonundan sonra aynı amaca hizmet eden han, otel ve restoran olarak hizmet vermektedir.

Cinci hoca tarafından 1645 tarihinde yaptırılan diğer yapı Cinci Hamamı’dır. Çeşme Mahallesi’nde, çarşı içerisinde yer alır. Kadınlar ve erkekler bölümünden oluşan hamam kubbe ile örtülüdür. Soğukluk, sıcaklık, külhan, ocak yerleri mevcut ve halen çalışır durumdadır. Mimarının kim olduğu bilinmemekle birlikte dönemin baş mimarlarından Mimar Kasım olduğu sanılmaktadır. Hamam Cinci hocanın annesi Hamide Hatun tarafından 2 Nisan 1645 tarihinde vakfedilmiştir.

Köprülü Mehmet Paşa Camii

Köprülü Mehmet Paşa Camii, Safranbolu

Hamamın hemen yan sokağında bulunan Köprülü Mehmet Paşa Camii’ni ziyaret ediyorum. Caminin avlusunda güneş saati bulunmaktadır. Yatay güneş saatleri sınıfına giren güneş saati sabah 06:40 ile akşam 17:20 arasındaki zamanı metal plakanın gölgesine göre gösterir. 19. yüzyıl ortalarında yapıldığı sanılmaktadır.

Cami içerisinden girişi olan bir de aile çay bahçesi bulunmakta. Burası sanki botanik bir bahçe gibi. Çay bahçesinin içerisi yemyeşil farklı bodur ağaç ve süs bitkileriyle dolu nezih bir yer. Burada içeceklerinizi yudumlayarak enfes Safranbolu evlerini gözlemleyebilirsiniz.

Yemeniciler Arastası

Yemeniciler Arastası, Safranbolu

Güneş saati ve tarihi Köprülü Mehmet Paşa Camii gezisi sonrası Yemeniciler Arastası’nı (Çarşı) gezmeye başlıyorum. Kahvesinde oturabileceğiniz, hediyelik eşyalar ve el sanatları ürünleri alabileceğiniz Yemeniciler Arastası, Köprülü Mehmet Paşa Camii’ne bitişik olup, caminin vakfı tarafından camiye gelir getirmesi amacıyla 1661 yılında yaptırılmış.

Safranbolu’ya sabahın erken saatlerinde geldiğin için çarşıdaki dükkanlar henüz kapalıydı.

48 ahşap dükkânın yer aldığı çarşı içerisinde yemeni adı verilen el yapımı deri ayakkabıları üretiliyor. Lonca kelimesi, aynı işi yapan kişilerin bir arada bulunduğu yer anlamına gelmektedir. Bu nedenle de çarşı Yemeniciler Arastası olarak adlandırılmakta.

Kazdağlıoğlu Camii

Yemeniciler Arastası’na yakın görülmesi gereken yerlerden biri de Kazdağlıoğlu Camii’dir. Çarşıdaki Çeşme Mahallesi’nde, 1778 tarihinde Kazdağlıoğlu Mehmet Ağa tarafından yaptırılmış. Taş ve tuğladan, tek kubbeli olarak yapılmış ve üstü kiremitle örtülmüştür. Minaresi ise tuğladan yapılmıştır. Ayrıca çevresindeki meydana da ismini vermiştir.

Kent Tarihi Müzesi

Hükümet Konağı, Safranbolu

Biraz rakım yükselterek rotamı Kent Tarihi Müzesi olan eski Hükümet Konağı’na çeviriyorum. Ressamların çizimlerine estetik katan, mimari güzelliği ile fark yaratan, güneşin sarı rengi gibi şehre tepeden bakan Kent Tarihi Müzesi, Hükümet Konağı olarak 1904 yılında Kastamonu Valisi Enis Paşa ve dönemin kaymakamı Ahmet Bey’in öncülüğünde kale olarak adlandırılan tepeye inşa edilmiş. Kesme taştan yapılan bina zeminle beraber 3 kattan oluşuyor. Bina, tarih içinde adli, mülki ve askeri yönetim merkezi olarak kullanılmış. 19 Ocak 1976 tarihinde çıkan bir yangın sonucu tamamen yanmış. Eski Hükümet Konağı, Kütür ve Turizm Bakanlığı tarafından restorasyonu tamamlanmış olup şu anda kültür merkezi ve müze olarak kullanılmakta.

Hükümet konağı bitişiğinde Saat Kulesi ve Eski Cezaevi Binası bulunmakta.

Saat Kulesi

Zamanın durduğu kentte, geçmişin sesini duyuran Saat Kulesi 3. Selim döneminde Safranbolu Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından 1797 yılında yaptırılmış. Kaleye yerleştirilen Saat Kulesi kare planlıdır. Londra’dan getirtilen saat ise zembereksizdir. Saat kulesinin dikkat çeken özelliklerinden birisi, saat kaçı gösteriyorsa o sayıda çan çalıyor olmasıdır. Örneğin saat 17:00 olduğunda 5 defa dong sesi çalmaktadır.

Hükümet Konağı girişinden başlayıp Saat Kulesi’ne kadar yaygın bir şekilde uzanan Kayseri, Erzurum, Çorum, İstanbul Dolmabahçe, Amasya, Elazığ, Saraybosna, Samsun, Edirne, İzmir, İzmit, Bursa, Adana, Çanakkale ve Kütahya saat maketleri bulunmaktadır.

Ömer An Meydanı’na çıkıyorum. Meydanda tarihi Zafranbolu Uçağı bulunmakta.

Zafranbolu Uçağı, Ömer An Meydanı

Ömer An Meydanı, Safranbolu

Kurtuluş Savaşı sonrası Hilal Ahmet (Kızılay) ve Türk Tayyare Cemiyeti’nin ülke genelinde başlatmış olduğu yardım faaliyetleri sonucunda; 250 civarında tayyare (uçak) üretilmiş veya satın alınmıştır. Bu kapsamda 1928-1930 yılları arasında Safranbolu halkından toplanan yardımlar ile Breguat XIX A-2 keşif uçağı alınmış. Safranbolu’da iniş ve kalkış yapabileceği uygun bir alan bulunmaması nedeniyle 30 Ağustos 1931 tarihinde Kastamonu’da yapılan bir törenle uçağa Zafranbolu adı verilerek hava kuvvetlerimize armağan edilmiştir.

Hıdırlık Tepesi

Hıdırlık Tepesi, Safranbolu

Hıdırlık Tepesi’nden Safranbolu evlerini doya doya izleyebilirsiniz. Hıdırlık Tepesi, Türklerin ilk konuşlandığı yermiş. İki açık namazgâhı bulunan ve eskiden “yağmur duası” ile “Hıdırellez” kutlamaları için kullanılan Hıdırlık Tepesi, üzerinde Köstendil Kaymakamı Hasan Paşa’nın türbesi (1845), Hızır Paşa’nın mezarı ile Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Dr. Ali Yaver Ataman‘ın (1955) anıt mezarlarına da ev sahipliği yapmaktadır. Tepeye iki giriş ve çıkış yeri bulunmakta.

Kaçak Lütfiye Camii

Kaçak Lütfiye Cami, Safranbolu

Çarşı merkezinin Akçasu Mahallesi’nde bulunan Lütfiye Camii Akçasu deresi üzerinde, derenin en dar kısmına kemerler kurularak yapılmış. Hac farizası için gittiği kutsal topraklardan, çok uzun süren, çok meşakkatli bir yolculuktan sonra Safranbolu’ya dönebilmesini “Allah’ın lütfu” ile ancak mümkün olabildiğine inanan “Muslubeyoğlu Hacı Hüseyin Hüsnü Efendi” yaptırdığı bu camiye Lütfiye Camii adını vermiştir. Cami yapım yılı 1880’dir.

Caminin altından geçen Akçasu deresinin içindeki bir kaynaktan çıkan ve caminin yanındaki çeşmeyle gelen su, bazı yıllar çok kurak yaz aylarında, kaynağının kuruması nedeniyle kesilirmiş. Su kaynağının kuruyup, suyun kesilmesi, Safranbolu’da halk arasında “suyun kaçması” olarak adlandırılırmış. Bundan dolayı söz konusu su kaynağına “kaçak su”; çeşmesine “kaçak çeşmesi” ve aynı nedenlerle bu yöreye de “kaçak semti” denilirmiş. Bitişiğinde bulunan “mahalle kahvesi” ve onun hemen üstündeki “mahalle mektebi” cami külliyesindendir.

Bugün Safranbolu’da kalacağım için İncekaya Su Kemeri, Tokat Kanyonu ve Bulak Mencilis Mağarası’nı ertesi güne bırakıyorum. İlçe merkezine gidiyor ve bir kafeteryada oturup bir süre zaman geçiriyorum. Ardından Yemeniciler Arastası’nı tekrar geziyor, ilçenin meşhur safran lokumlarına, hediyelik eşyalarına bakmak için dolaşıyorum.

Safranbolu’da ikinci günüme erken başlamıştım. Sabah kahvaltısı için sıcak bir çorba içtim ve merkezde biraz oyalandıktan sonra saat 09:00’da dolmuşa binerek İncekaya Su Kemeri’ne gittim. Yalnız dolmuşlar İncekaya Su Kemeri’ne 1 km kala bırakıyor. Dolmuşlar Gayza Köyü girişine kadar geliyor.

İncekaya Su Kemeri

İncekaya Su Kemeri, Safranbolu

Safranbolu’nun kuzeydoğusunda kalan kemer, şehir merkezine 7,5 km uzaklıkta bulunuyor. Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Su kemerine Bağlar semti Gayza köyü yolu üzerinden ulaşılır. Tokatlı Kanyonu’nun üzerine yapılan kemer, zeminden 60 metre yükseklikte ve 116 metre uzunluğundadır. Genişliği ise 110-220 cm’dir. 6 kemerli bir yapıdır. Buradan getirilen su bir zamanlar Asmazlar Havuzlu Konağı’nın bahçesindeki su terazisinden kente dağıtılmaktaymış. Kemerden geçen su “Paşa suyu” olarak bilinmekte. Sonradan su kemerinin alt kısmına çeşitli etkinlikler için sahne ve oturma yerleri yapılmış.

İncekaya Su Kemeri ile bir olan Tokatlı Kanyonu ise tüm ihtişamı ve ürpertici görüntüsü ile sizi kendine çekmekte. Yırtıcı kuşların kanyon içerisinde danslarını izleyebilir, trekking yapabilir, at turları, paintball, semaver ve mangal keyfi yapabilirsiniz. Safranbolu jeolojik yönden ilginç özelliklere sahiptir. Bunlardan biri de derin ve uzun kanyonlarıdır. İncekaya ve Tokatlı Kanyonu, Sakaralan Kanyonu, Şeker (Yenice) Kanyonu, Düzce (Kirpe) Kanyonu turizm Safranbolu’nun önemli görülecek yerleridir.

Tokatlı Kanyonu

Tokatlı Kanyonu, Safranbolu

Tokatlı Kanyonu için seyirlik teras bulunmaktadır ve kullanımı ücretlidir.

İncekaya Su Kemeri ve Tokatlı Kanyonu gezimden sonra tekrar 1 km yürüyüp Gayza Köyü’ne ulaşıyorum. Buradan Safranbolu Yenişehir’e geliyorum. Bulak Mencilis Mağarası’na gitmek için dolmuşa atlıyorum. Bulak Mencilis Mağarası burada mutlaka görülmesi gereken bir yer. Safranbolu’ya geldiğinizde Bulak Mencilis Mağarası’nı görmeden dönmeyin.

10 dakikalık bir yolculuktan sonra Bulak Köyü’ne geliyorum. Aracı olmayanlar için mağaraya ulaşmak pek bir sıkıntılı. Zira, dolmuşlar mağaraya 4 km uzaklıkta indiriyor.

Bulak Mencilis Mağarası

Bulak Mencilis Mağarası Türkiye’nin 4, Karadeniz’in 2. en uzun mağarasıdır. Karadeniz’de başlayan Filyos Çayı’nın önemli bir kolu olan ve derin bir vadi içinde akan Araç Çayı Vadisi’nin kuzey bölgesinde, belirgin yüksek dağlardan beslenen ve bu dağları kanyon vadiler şeklinde yararak parçalayan mağara deresi. Kanyonun sona erdiği noktada bulunan mağaranın toplam uzunluğu 6.042 metredir.

Günümüzden 65-200 milyon yıl önce oluşmuş Jura-Kretase yaşlı kireç taşları içinde kuzey-güney yönünde gelişen mağara birbirine bağlı üç kattan meydana gelmiş. Bu katlara bağlı olarak üç girişi bulunan mağaranın en uzun bölümü alt kattadır. Mağaranın en yeni kesimini oluşturan ve uzunluğu 4.300 metreyi bulan bu bölümün içinde yaz-kış belirgin akışı olan büyük bir yer altı deresi bulunmaktaymış.

Bulak Mencilis Mağarası, Safranbolu

Alt katın tamamını yürüyerek geçmek mümkün değil. Özellikle son kesimleri bütünüyle su dolu. Tamamen dalış yapılarak ilerlenebilen bu bölüm mağaranın uzunluğu hesap edilirken farklılıklara neden olmakta. Daha önceleri 5.350 metre toplam uzunluğu olarak ölçülen bu mağara sifonların geçilmesinden sonra 6.042 metre olarak genişletilmiş. Gerideki yüksek dağlardan beslenerek gelen yer altı deresi büyük bir ağızdan dışarı çıkmakta. Bu suların bir bölümü Safranbolu’nun içme suyu ihtiyacını karşılamaktaymış.

Bulak Mencilis Mağarası’nın en karakteristik ve en güzel bölümünü orta kat oluşturmaktaymış. Alt kat girişinin (suyun aktığı kısım) 200 metre kuzeydoğusunda mağara deresi kanyonunun doğu üst yamacında bulunur. Ana girişten 100 metre yukarıda giriş ağzı bulunan bu bölümün uzunluğu 1.200 metre.

Son kesiminde alt kat ile birleşen orta katın içerisi görünümleri son derece güzel, değişik renklerde damla taşlar ile özellikle (sarkıt, dikit, sütun, duvar ve perde damla taşları) kaplı. Buna karşılık, orta katın hemen orta kesiminde de bütünüyle fosilleşmiş olan 2. üst kata çıkılır. Yaz-kış mağaranın içerisi 13 derece ve değişmiyormuş.

Yazıya ilişkin düşüncelerinizi yazabilir, merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.

Yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya giriniz.