
Yazı İçeriği
Üç gün sonra Bakü’den, 17 Ocak Çarşamba günü saat 22:10’da trenle Gence’ye gitmek üzere ayrıldık. Azerbaycan’da tren seferleri gece saatlerinde yapılmaktadır. Bakü’den Gence’ye saat 20:00 ila 24:00 arasında üç sefer mevcuttur. Gence’den Bakü’ye durum aynıdır. Bu seferlerin dışında sefer bulunmamaktadır. Ayrıca bütün vagonlar 2 veya 4 kişilik yataklıdır. Her seferin fiyatı birbirinden farklıdır. Seferden altı gün önce alınan biletlerde 1 Manat indirim yapılmaktadır.
Gence Gezi Notları
Bakü–Gence arasındaki saat 22:10 trenine, 2 kişilik bilet aldık. Kişi başı 19 Manat ödedik. Dört kişilik kompartımana bilet alsaydık kişi başı 12 Manat ödeyecektik. Otobüsle gitsek kişi başı 7 Manat ödeyecektik.
Trenlerin Sovyetler döneminden kalma olduğu her halinden belli oluyordu. Çok eskiydi.
22:10’da hareket edecek trene 21:45’den önce kimse alınmıyordu. Trene hareket etmeden önce görevliler yastık ve çarşafları dağıtıyordu. Yatakların hazırlanma aşamasında yan kompartımandaki komşumuz yaşlı bir amca. Şivemizin Türkiye’den olduğunu anlayınca konuşmak, bahaneler yaratmak istediler. Niyetini anladığımız için direkt konuşmayı başlattık. 70 yaşındaki amca, Ermenistan’ın Amasya bölgesinde doğmuş, ilk, orta ve liseyi doğduğu yerde bitirmiş. Moskova Tıp Fakültesi’ne gitmiş ve uzun yıllar Nefroloji uzmanı olarak çalışmış. Sovyetlerin dağılması sonucu Azerbaycan’ın Gence şehrine yerleşmiş. Ermenistan ve Ermeni dedikçe kin kusuyordu. Doktorun 1 kız, 1 erkek çocuğu var. Kızı Marmaris’te, oğlu Bakü’de yaşamaktadır. Doktorun evi Gence’de olmasına karşın, eşi toruna baktığı için geçici olarak Bakü’de yaşamaktadırlar. Önce tanışsaydık evini bize verebileceğini söyledi.
Tren Gence’ye vardığında, sabah saat 06:00 idi. Gece boyunca uyumuş ve dinlenmiştik. Gence’ye vardığımızda hava henüz aydınlanmamıştı. Bakü’den ayrılmadan önce, Gence’de kalacağımız yer için, booking.com’dan yer ayırtmıştım. Garda havanın aydınlanmasını beklerken gerek diğer bekleyen yolcular gerekse taksi şoförleriyle konuşurken gitmek istediğimiz Kervansaray otelin şehir merkezinden epey uzakta olduğunu öğrendik. Bunun üzerine yeni bir arayışa girdik. Yaklaşık yarım saat sohbet ettiğim taksicinin önerisiyle merkezdeki Gence Otel’e gittik. Çok erken saat olmasına karşın otel bize normal giriş uygulaması yaptı. Odamıza çıktık, güzel bir duş ve 3 saatlik bir uyku sonucu yol yorgunluğunu üzerimizden attık. Otele girerken pasaportlarımızı resepsiyon görevlisi almıştı. Kahvaltı sonrası dışarı çıkarken, resepsiyondan pasaportlarımızı istedik ama kalsın dedi. Üstelemedik, zaman zaman böyle şeyler olduğu için de aklımıza olumsuz herhangi bir şey gelmedi.

Kahvaltıdan sonra şehri tanımak için otelden ayrıldık…
Gence, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den sonra ikinci büyük şehirdir. Bakü’ye uzaklığı 360 km’dir. Gence Çayı şehrin içinden geçmektedir. Şehir, Çarlık döneminde Çariçe Elizabet’e atfen “Elizavetpol”, Sovyetler zamanında Bolşevik lider Sergey Kirov’a hitaben “Kirovabad” ve 1989’den bu yana da “Gence” adını kullanmaktadır.
Gence Gezilecek Yerler
Gence büyük bir şehir değil. Şehirde görülmesi gereken yerler, Nizami Anıtı dışındakilerin hemen hepsi birbirine çok yakın olduğundan yürüme alanı içindedir. Şehir merkezi bir günde çok rahat gezilebilecek durumdadır. Bakü’den gece treni ile gelip, gündüz şehri gezdikten sonra akşam treni ile Bakü’ye geri dönülebilir. Biz Bakü, Gence, Şeki ve Bakü planı yaptığımız için, Gence’de bir gece kalmayı uygun bulduk.
Nizami Gencevi’nin Anıt Mezarı
Gence, Leyla ile Mecnun (onlar Leyli ve Mecnun diyorlar) mesnevisinin ünlü şairi Nizami Gencevi’nin adıyla özdeşleşmiştir. Şehirde Nizami adına birçok park, heykel ve anıt görebilirsiniz. Anıt mezarın yanında şairin eserlerini anlatan heykeller bulunmaktadır. Yine anıtın yakınında bulunan türbede şairin anne ve babasının mezarları var. Ayrıca anıtın tam karşısında müze bulunmaktadır. Müzede Nizami’nin, eserlerini anlatan tablolar, şairin heykeli, el yazmalarının bir fotokopisi vb. objeler sergilenmektedir. Müze müdürü ziyaretçilere karşı oldukça ilgili.

Müze müdürü oldukça genç ve ilgili biri. Bizimle oldukça ilgilendi, her obje ile ilgili ayrıntılı bilgi verdi. Kendisine Amasya ilimizdeki Ferhat ile Şirin heykellerini ve Ferhat’ın deldiği rivayet edilen dağdan söz ettim. Müdür şaşkınlıkla yüzüme bakarak, bunu hiç duymadığını belirtti.

Nizami Gencevi, 12. yüzyılda Azerbaycan’ın Gence şehrinde yaşamış şair ve düşünürdür. Felsefe, edebiyat, astronomi, tıp ve geometri alanlarında çalışmalar yapmıştır. Eserleri; Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Sırlar Hazinesi, İskendername ve Yedi Güzel. Şehir merkezine uzak bir noktadadır.
Anıt mezara şehir merkezinden otogara giden dolmuşlarla gidilebilir. Kişi başı 20 kapik (bizim paramızla 40 kuruş). Dolmuşla nereden nereye giderseniz gidin ücret aynı. Taksiyle gidiş-dönüş 10 Manat.

Anıt mezardan sonra şehir merkezindeki gezimize devam etmek için, Anıt mezar tabelasının yanında dolmuş beklerken özel bir araç durdu ve gidebileceğimiz yere kadar götürmeyi teklif etti. Araç sürücüsü yaşlı bir amca idi. Arabaya bindik ve şehrin öbür ucundaki Haydar Aliyev Parkı’na gideceğimizi söyledik. Parkın girişine varana kadar sohbet ettik. Gence ile ilgili bilgiler verdi.
Haydar Aliyev Parkı

Azerbaycan demek Haydar Aliyev demekti. Gerek Bakü’de gerekse Gence’de Haydar Aliyev adını göremeyeceğiniz bir yer yoktu. Her meydanda büyük heykelleriyle adete sizi gözetliyordu. Parkın içinde zafer takı, amfi tiyatro, müze, heykeller, kafeler, çocuk oyun alanları, gençlik merkezi, oldukça geniş ve uzun yürüyüş yolları mevcuttu.

Şişe Ev
Şehirde ziyaret edilebilecek en ilginç yerlerden birisi de, Şişe Ev (Butulka)’dır. 1966’da yapılmış tarihi bir ev. Binanın yapımında 44 bin şişe (butulka) ve deniz taşı kullanılmıştır. Halen ikametgah olarak kullanılmaktadır. Gezginlerin uğrak yerlerindendir.
(Kısa bir not: Butulka Azerice’de şişe demek.)
Cuma Mescidi
Şehrin merkezinde ve en ilgi çekici yapılarındandır. 17. yüzyılda kırmızı tuğlalardan inşa edilmiştir. Yanı başında medrese, hamam ve mezarlık bulunmaktadır. Azerbaycan’da cami kelimesi yerine mescid kullanılmaktadır.
Atatürk Bulvarı
Şehrin en uzun ve işlek bulvarlarından birisidir. Bulvar üzerinde Tarih, Akademi ve Cumhuriyet Müzeleri bulunmaktadır.
Alexander Nevsky Kilisesi
1887’de yapılmış ve oldukça ilgi çekici bir mimari yapıdır. Kilisenin içinde fotoğraf çekmek yasak.
(Kilisenin fotoğrafını çektikten sonra polis tarafından 15 dakika sorguya çekilerek gözaltına alınmak istendim. Polisin “Sen Rum musun? niye resim çekiyorsun. Amacın nedir?” gibi abuk sabuk sorularına yanıt vermek zorunda kaldım.)

Ayrıca Hükümet Binası, Han Bağı Parkı, Şah Abbas Kervansarayı (tadilatı yapılmakta), Cevat Han Türbesi ve Ticaret Merkezi içindeki Gence Pazarı gezilip görülmesi gereken yerlerdendir. Yine şehir merkezinde Nesimi, Şah İsmail ve Şeyh Bedrettin’in heykelleri bulunmaktadır.

Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Nesimi, Şah İsmail ve Şeyh Bedrettin’i Gence sokaklarında görmek insanı müthiş mutlu ediyor. Aynı zamanda sanatın evrensel ve ölümsüz olduğunu duygusunu yeniden anımsıyorsunuz. Bütün bu duyguların yaratıcılarını sevgiyle anımsayıp, onlarla aynı şeyleri paylaştığınızı hissedip, dünyanın dört bir yanında daha güzel bir dünya için mücadele eden insanlara selam yolluyorsunuz.

Olur da yolunuz Gence’ye düşerse, Şeyh Bedrettin’in heykelinin önünde “YARİN YANAĞINDAN GAYRİ HER ŞEYDE, HER YERDE, HEP BERABER!” deyin.
Şehir güvenli, insanları sıcak, samimi ve yardımseverdir.

Bakü’de olduğu gibi Gence’de de her keseye uygun konaklama imkanı bulunmaktadır.
Yemekleri damak tadımıza uygundur. Türkiye’den gelip, şehirde restoran açan kişiler var.
Azerbaycan’a yolunuz düşerse bu güzel şehri mutlaka görün.