
Yazı İçeriği
- Kayseri Gezilecek Yerler
- Kayseri Cumhuriyet Meydanı
- Kayseri Kalesi
- Kayseri Saat Kulesi
- Arkeoloji Müzesi
- Güpgüpoğlu Konağı
- Hunat Hatun Camii ve Külliyesi
- Zeynel Abidin Türbesi
- Döner Kümbet
- Alaca Kümbet
- Gevher Nesibe Hatun Medresesi ve Şifahane
- Kapalıçarşı ve Kazancılar Çarşısı
- Roma Mezarı
- Meryem Ana Kilisesi
- Kayseri Atatürk Evi
- Tarihi Kayseri Mahallesi
- Kayseri Evi
- Ahi Evran Müzesi
- Kayseri Lisesi Milli Mücadele Müzesi
- Kayseri Merkezdeki Tarihi Yapılar
- Kayseri’de Nerede, Ne Yenir?
- Kayseri’de Nerede Kalınır?
- Kayseri’ye Nasıl Gidilir?
Hava soğuktu ve pencereden dışarıyı seyrediyordum. Elimde kütüphaneden okumak için aldığım kitap vardı. Birden aklıma Kayseri geldi, tamamen rastlantıydı. Nasıl oldu bilmiyorum. Bu soğuk havalarda oralara gidilebilir miydi? Bütün bunlar hızla aklımdan geçerken kendimi bilgisayarın başında buldum.
Böyle durumlarda önce eşimi arıyordum. İş ve nöbet zamanlarını ayarlayabilir miydi? Sorularıma olumlu yanıtlar alınca, şehirle ilgili araştırmalarıma devam ettim. Bildiklerimi tekrar ederken, bilmediğim ne kadar çok şeyin olduğunu fark ettim. Ardından yol arkadaşımı aradım.
“Gelmek ister miydi acaba?”
Bugüne kadar önerdiğim birçok şeyi kabul etmişti. İyi bir yol arkadaşı, sıcak bir dost ve yol gösterici bir ağabeydi. Birlikte gitme önerime “Evet” dedi.
“Tabi ki gelmek isterim, iyi olur.”
Kayseri ile ilgili ne var ne yok araştırmaya başladım. Nasıl gidilir, nerede konaklanır, nereleri görmek lazım, pastırma, sucuk ve mantı dışında neler yenir ve en önemlisi gideceğimiz tarihlerde hava durumu nasıl gibi.
Kayseri yolculuğumuz işte böyle başladı.

Hava durumu ne olursa olsun bizim yükümüz aynıydı, sırt çantamızdan başka bir şeyimiz yoktu. Böylece daha hızlı hareket ediyorduk.
Bugüne kadar Türkiye’nin birçok şehrini karış karış gezdim, ama Kayseri’ye gitmemiştim. Şehirler arası yolculuklarımda geçiş güzergahımda olduğundan şehre ait herhangi bir anım yoktu. Gezmeye başlayınca, hele bilerek gezmeye başlayınca insan görmediği yerleri daha çok merak etmeye başlıyor.
Birçok kültür ve medeniyetin ev sahipliğini yapan Anadolu’yu daha yakından tanımak dünyaya bakış açınızı değiştiriyor. Resmi ideolojinin size öğrettiklerini sorguluyor, bu topraklarda sizden önce yaşamış insanlarla duygu birliği kurmaya başlıyor, onların acılarını anlamaya çalışıyor ve kendinizi onların yerine koymaya çalışıyorsunuz. Bütün bu duygular sizi ön yargılardan, sizin dışındaki halklara, topluluklara veya insanlara düşmanlık üreten düşüncelerden uzaklaştırıyor. Önce yaşadığınız toprakları, Anadolu’yu daha sonra dünyayı bilerek gezdiğiniz zaman bu duyguyu hissetmemeniz mümkün değil.
Edebiyatçı Enis Batur’un dediği gibi, “İnsan önce kendisinden yola çıkmayı öğrenmemişse, dönüp gene kendine varır” Kendisinden yola çıkanların vardığı yer ise, büyük ozanımız Nazım Hikmet’in dediği yer oluyor her zaman. “En sevdiğim memleket, yeryüzüdür.” Yeryüzünü memleket belleyenlerin çoğalması bütün arzumuz ve çabamız.
İnsanlarının girişimciliği daha açık ifadeyle “uyanıklığı” ve pastırmadan sucuğa, mantıdan yağlamaya kadar kendisine özgü lezzetleriyle ünlü olan bir şehrimiz. Kayseri sadece lezzetleriyle değil, 6 bin yıl öncesine dayanan köklü geçmişe de sahip aynı zamanda. Kayseri’nin tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri ve zengin mutfağı ile yeterince tanıtılmadığını söylersek haksızlık etmemiş oluruz.
Bütün bu duygular içinde Kayseri’ye sabahın alacakaranlığında varıyoruz. Her taraf kar altında, bembeyaz. Hava soğuk mu soğuk, sabahın ayazı insanın yüzünü ısırıyor. Otobüsten iniyoruz, şehir merkezine gitmek için belediye otobüsüne biniyoruz. Yollar açık, kaldırımlar buz içinde. Otobüsün camları buğulanmış, dışarıyı görmek mümkün değil, insanlar sıkı sıkı giyinmiş. Kazaklar, paltolar ve atkılar çeşit çeşit.
Kayseri tarihin bilinen en eski yerleşim yerlerinden biridir. M.Ö. 380 ile M.S. 17. yüzyılları arasında Kapadokya’nın başkentliğini yapmıştır. Roma, Bizans, Arap, Selçuklu ve 1475’den sonra Osmanlı egemenliğine girdi.

Kayseri Kapadokya’nın önemli bir parçasını oluşturması nedeniyle, günümüzde tespit edilebilen 20’den fazla yeraltı şehrini içinde barındırıyor. Bu yeraltı şehirlerinde sadece Talas – Ali Dağı ve Melikgazi Ağırnas yeraltı şehirleri ziyarete açık bulunuyor. Diğer şehirlerin tescil ve temizlenme işlemlerinin bitmesinden sonra ziyarete açılacaktır.
Anadolu geçmişten günümüze gelirken tarihi kentlerimiz içinde taşıdıkları kültürel zenginlikleri kaybetmiştir. Türkiye uzun yıllar farklı renklere tahammülün olmadığı, hoşgörünün azaldığı, zevksizliğin hakim olduğu bir kültürel ortamda her şeyin tektipleştirildiği bir ülke haline geldi.
Oscarlı yönetmen, oyuncu ve yazar, 28 Eylül 2003’te yaşamını yitiren Elia Kazan, Germir kökenli bir Rum ailenin çocuğudur.
Yolunuz Kayseri’ye düşerse, seyahatinizi dar zamanlara sıkıştırmayınız.
Kayseri Gezilecek Yerler
Kayseri Cumhuriyet Meydanı

Şehrin merkezi noktasıdır. Görülebilecek birçok yer meydanda veya yakınında bulunmaktadır. Romalılardan kalma Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait tarihi yapıları görme olanağı bulunmaktadır. Eski ve yeniyi bir arada bulabileceğiniz bir yer özelliği taşımaktadır.
Kayseri Kalesi

Beşinci yüzyılda Bizans İmparatoru Justinianus tarafından yaptırılmıştır. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan kalenin 2 kapısı ve 18 burcu bulunmaktadır. Kayseri Kalesi diğer kalelerin aksine düz bir alana kurulmuştur. Kale, kültür ve sanat merkezi olarak restorasyon çalışmaları devam ettiğinden dolayı ziyarete kapalıdır.
Kayseri Saat Kulesi

Saat kulesi II. Abdülhamit döneminde 1906’da inşa edilmiştir. 15 metre yüksekliğindeki kuleye helezon merdivenlerle çıkılmaktadır. Kulenin yanında bulunan dikdörtgen mekan ise saat odası olarak inşa edilmiştir. Milli Mücadele döneminde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kayseri Şubesi olarak kullanılmıştır.
Arkeoloji Müzesi

Kale içine taşınacağından dolayı geçici olarak ziyaretlere kapatılmıştır.
Güpgüpoğlu Konağı

Konak, 1417 ile 1419 yılları arasında inşa edilmiştir. 1995’de Etnografya Müzesi olarak düzenlenmiş ve 1998’de ziyarete açılmıştır. Günümüzde restorasyon çalışmaları devam etmektedir. Konağa ahşap korkuluklu taş merdivenlerle çıkılmaktadır.
Hunat Hatun Camii ve Külliyesi

Külliye, I. Alâeddin Keykubat’ın eşi ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in annesi Mahperi Hatun (Huand) tarafından 1238 yılında yaptırılmıştır. Cami, medrese, kümbet ve hamamdan oluşan Hunat Hatun Külliyesi, Selçuklu dönemi eserlerindendir.
Zeynel Abidin Türbesi

Rufai Tarikatı’nın önde gelenlerinden Zeynel Abidin’in 15. yüzyılda bugünkü türbenin bulunduğu çevreye tekke, cami ve çeşme yaptırdığı bilinmektedir. Kayseri’de İmam Sultan adı ile anılan Zeynel Abidin, 1414 yılında Kayseri’de vefat etmiş ve mezarı üzerine bugünkü yerde mütevazı bir türbe yapılmıştır. II. Abdülhamit zamanında, 1886 yılında ise Zeynel Abidin’in mezarının bulunduğu yere mevcut türbe inşa ettirilmiştir.
Döner Kümbet

1276 senesinde Birinci Alâeddîn Keykubâd’ın kızı Şah Cihan Hâtun için yapılmıştır. 12 köşeli olup, üstü koni biçiminde bir külah ile örtülüdür. Sarımsı kesme taştan yapılmıştır. Bitki motifleri ve geometrik motiflerle süslüdür. Kümbete iki yönlü dar bir merdivenle çıkılmaktadır.
Alaca Kümbet

Kayseri Talas Caddesi’nde bulunan Alaca Kümbet’in kitabesinden Emir Cemaleddin bin Muhammed adına 1280 yılında yaptırıldığı öğrenilmiştir. Ancak, bu kitabenin bir bölümü tahrip olmuştur. Alaca Kümbet kesme taştan, kare planlı olarak yapılmıştır. Üzeri taştan piramit şeklinde örtülüdür.
Gevher Nesibe Hatun Medresesi ve Şifahane

Bu medreseler arasında Tıp Medresesi ve Şifahane olarak yapılan Çifte Medrese Anadolu’daki ilk tıp merkezi olarak bilinmektedir.

Çifte Medrese 1205-1206 yıllarında Selçuklu hükümdarı II. Kılıçarslan’ın kızı Gevher Nesibe Sultan adına kardeşi l. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılmıştır.

Kapalıçarşı ve Kazancılar Çarşısı

İstanbul ve Bursa’dan sonra en eski kapalı çarşı özelliği taşımaktadır. Kapalı çarşıda kuyumculardan baharatçılara yok yok. Kapalıçarşı, zaman içinde birkaç yangın geçirmiştir.

1987-1992 yılları arasında eski Osmanlı mimarisi tarzında yeniden düzenlenmiştir. Kayseri’nin ticaret merkezi konumunda bulunan Kapalıçarşı, oldukça geniş bir alana yayılmış durumdadır.
Roma Mezarı

Şehir merkezinde bulunan, erken Roma dönemine ait mezar, siyah kesme taşlardan, dikdörtgen planlı ve iki katlı olarak inşa edilmiştir. Üçgen alınlı çatısı bulunan mezar, bir dönem Selçuklu Türbesi olarak da kullanılmıştır.
Meryem Ana Kilisesi

Kayseri Lisesi’nin karşısında bulunan Meryem Ana Kilisesi’nde restorasyon çalışmaları devam ettiğinden dolayı ziyaretlere kapalı durumdadır. Kiliseye ait herhangi bir tabela bulunmamaktadır. Tarihi yapı oldukça harap durumdadır. Yapının restorasyon sonunda ne olarak kullanılacağını öğrenemedim.
Kayseri Atatürk Evi

19-20 Aralık 1919 tarihinde Mustafa Kemal ATATÜRK, Heyet-i Temsiliye adına Kayseri’ye ilk gelişlerinde bu konakta iki gece misafir edilmiştir. 1976 yılında Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilen konak, 1978 yılında da Kültür Bakanlığınca kamulaştırılmış ve 1983 yılında “Atatürk Evi” olarak ziyarete açılmıştır.
Tarihi Kayseri Mahallesi

Tavukçu Mahallesi’nde 1900’lü yılların başında inşa edilen taştan yapılmış 2 katlı evlerin restorasyon çalışmaları yapılarak koruma altına alınmıştır. Günümüzde bu evler kaderine terk edilmiş bir görünüme sahip bulunmaktadır. Evlerin kapı ve pencereleri kırık durumdadır. Restorasyon çalışmaları yapanların bakım ve koruma işlevlerine devam etmedikleri görülmektedir.
Kayseri Evi

Şehir merkezinden 110 metre yükseklikte 200 bin m2 genişliğindeki Beştepeler Parkı içindeki eski Kayseri kültürünün yeni nesillere aktarılması amacıyla dizayn edilmiş alan Kayseri evindeki odalar, ayrı ayrı tefriş edilerek maketten figürler, ebeveyn oturma grubu, iş odası figürleri yapılmıştır. Bu figürler Kayseri’nin oturma adabını, yemek kültürü ve geleneği aktarılmaktadır.

Binanın 2. katı büyükşehir belediyesi daire başkanlıklarının büroları olarak kullanılmaktadır.
Ahi Evran Müzesi
13. yüzyıl başlarında Horasan’dan Kayseri’ye gelen Ahi Evran (1171-1262) Anadolu insanının ekonomik, sosyal ve kültürel meseleleri ile ilgilenmiştir. Esnaf ve Sanatkarları meslek ve ahlaki planda örgütleyip bir araya getirerek sosyal teşkilatlanmayı oluşturmuştur. Oluşan bu teşkilatlanma sistemi daha sonra ahilik adı altında devam etmiştir. Müzede çeşitli mesleklere ait araç ve gereçler ve mahalli eşyalar sergilenmektedir.
Kayseri Lisesi Milli Mücadele Müzesi

Buranın Milli Mücadele Müzesi olarak anılmasının nedeni 1921’de lisenin son sınıf öğrencilerinin Sakarya Savaşı’na gitmesi ve orada şehit olmasıdır. O dönem Kayseri Lisesi hiç mezun vermemiştir. 1903’de inşa edilen bina, 02.06.2016 tarihinde Milli Mücadele Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Bina 2 katlıdır. Binanın giriş katı müze olarak kullanılmasına karşın üst katı, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı daire başkanlıklarının büroları olarak kullanılmaktadır. Sadece burası da değil birçok tarihi yapı belediyenin daire başkanlıkları tarafından büro olarak kullanılmaktadır.

Kayseri han, hamam, cami, çeşme, medrese, kaplıca, yamaç paraşütü, bisiklet rotaları, şelaleler rotası, güvercinlikler rotası, yürüyüş yolları, yeraltı şehirler ve kültür turları açısından zengin seçenekler sunmaktadır.
Kayseri Merkezdeki Tarihi Yapılar

Gevher Nesibe Medresesi, Kurşunlu Cami ve Şadırvanı, Roma Mezarı, Sahabiye Medresesi ve Çeşmesi, İç Kale (Arkeoloji Müzesi), Hunat Hatun Külliyesi, Güpgüpoğlu Konağı (Etnografya Müzesi), Atatürk Evi, Kayseri Milli Mücadele Müzesi, Tarihi Kayseri Mahallesi, Kadı Hamamı, Ulu Cami ve Çeşmesi, Kapalı Çarşı, Seyyid Burhaneddin Mezarlığı ve Türbesi, Avgunlu Medresesi ve Türbesi, Saat Kulesi, Ok Burcu, Türbedar Evi, Zeynel Abidin Türbesi, Kale Surları, Sultan Hamamı, Cıncıklı Cami, Alaca Kümbet, Yoğunburç, Meryem Ana Kilisesi, Emir Sultan Türbesi, Şeyh Tennuri Camisi, Türbe ve Çeşmesi, Selahattin Hamamı, Lala Paşa Camisi, Kümbet ve Çeşmesi, Setönü Hamamı, Hatıroğlu Camisi, Hatuniye Medresesi, Melik Mehmed Gazi Türbesi, Raşit Efendi Kütüphanesi, Vezirhan, Pamukhan-Bedesten, Han Cami, ahi Evran Müzesi, Döner Kümbet ve Sivil Mimari’dir.
Kayseri’de Nerede, Ne Yenir?

Kayseri’nin zengin bir mutfak kültürü bulunmaktadır. Kayseri’nin adıyla özdeşleşmiş pastırma, sucuk ve mantının özel bir yeri vardır.

Şehir merkezinde çok sayıda lokanta ve lüks restoranlar bulunmaktadır.
Kayseri’de geniş caddeleri, parkları, büyük alışveriş merkezleri, zengin mutfağı, tarihi ve doğal güzellikleriyle beklediğinizden fazlasını bulacaksınız.

Kayseri’de Nerede Kalınır?
Kayseri her bütçeye hitap eden çok sayıda konaklama olanağına sahiptir. Bu konuda herhangi bir sıkıntı bulunmamaktadır.
Kayseri’ye Nasıl Gidilir?
Kayseri İstanbul’a 770, Ankara’ya 310, Antalya’ya 600, Samsun’a 450, Adana’ya 300 ve İzmir’e 870 km uzaklıktadır. Otogar ve havaalanı kent merkezindedir. Çeşitli firmaların karşılıklı uçak ve otobüs seferleri bulunmaktadır.
Şehir içi ulaşım tramvay ve otobüslerle sağlanmaktadır.
Bir sonraki yazımızda, Kayseri’nin çevresinde bulunan ve görülmesi gereken Talas, Ağırnas, Gesi, Germir ve Tavlusun ile ilgi yazımız olacaktır.